Dissosiyatif kimlik bozukluğu nedir?

Bugün sizlere birçok kişinin de merak ettiğini düşündüğüm oldukça ciddi bir psikolojik sorun olarak kabul edilebilecek dissosiyatif kimlik bozukluğundan bahsedeceğim. Dissosiyatif kimlik bozukluğu, kişinin eylemlerini, düşüncelerini fiziksel duyumları ve kimliğiyle ilgili farkındalığını bozan bir psikolojik sorundur diyebiliriz. Genellikle travma merkezli olan ve özellikle çocuklukta görülen istismar veya ihmal ile doğrudan ilişkili olmaktadır. Dissosiyatif kimlik bozukluğu maalesef hem kişinin hem de çevresinin yaşamını olumsuz yönde etkileyebilir ve çeşitli semptomlara yol açabilir. Bu semptomlar panik ataklar, depresyon, anksiyete, hafıza hatırlama zorlukları, depersonalizasyon (gerçekliği algılama ve yönelimde his kaybı), derealizasyon (çevreyle etkileşimde gerçeklik hissinin kaybı), intihar düşünceleri, kendine fiziksel ve psikolojik zarar verme eğilimi gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir.

Dissosiyasyon normalde bir kişinin çevresinden geçici veya kalıcı zihinsel kopukluk halidir diyebiliriz. Bu zaman zaman herkeste olabilecek bir durumdur. Ancak bazı kişilerde dissosiyasyon düzey ve süre açısından çok daha yoğun ve kalıcı hale gelebilir. Bu durum ise dissosiyatif kimlik bozukluğuna yol açar. Bu bozukluğa sahip olan kişiler, gerçekliğin ağır deneyimleri sonucu gerçeklikten kopma duygusu yaşayarak farklı kimlikler geliştirip bu kimlikler arasında geçişler yaşar. Bu kimliklerin her birine özgü yaş, isim, cinsiyet, düşünce tarzı, duygusal durum ve bazen fiziksel özelliklere sahip olabilirler. Bu kimlikler arasında geçişlerde kişi bu geçişleri hatırlamaz veya hatırlamakta zorluk çekebilir.

Dissosiyatif kimlik bozukluğu belirtileri

Dissosiyatif kimlik bozukluğu, kişinin birden fazla kimliğe sahip olması ve kişilik sergilemesi ile ilişkilendirilebilir. Bu farklı kişilikler oldukça belirgindir, bu bozuklukla ilişkilendirilen diğer semptomlar şu şekildedir:

  • Bellek işlev bozuklukları, hafıza kaybı,
  • Cinsel işlev bozuklukları,
  • Duygu- durum değişiklikleri,
  • Kendini farklı kişilikler veya kimlikler olarak hissetme,
  • Değişik kişiler arasında geçiş yapma,
  • Kendine yabancılaşmış hissetme,
  • Kendini gerçeklikten kopuk hissetme,
  • Kendini aşırı derecede dikkatli veya özgüvenli hissetme,
  • Kaygı, depresyon, intihar düşünceleri,
  • Kendini zarar verme veya intihar eğilimi,
  • Kendini hissetmek için yeme veya alkol kullanımı gibi zararlı davranışlar,
  • Uyku bozuklukları.

Dissosiyatif kimlik bozukluğu semptomları kişinin kendisinin ve çoğu zaman çevresindekilerin de yaşamını olumsuz yönde etkiler. Semptomların kontrol altına alınması için ulaşılabilecek en uygun gördüğünüz bir psikiyatrist veya klinik psikologdan destek almak emin olun en sağlıklı karar olacaktır. Bununla birlikte tedavi süreci standart olmamakla beraber kişiye özel bir tedavi planı çizilerek sorunu azaltma şansı yakalanır. İlaçla tedavi ve psikoterapi birlikte uygulanmalı; kişi mümkünse psikiyatri servisi olan bir hastaneden de destek alabilmelidir.

Dissosiyatif kimlik bozukluğu olan kişiler nasıl tedavi edilir?

Dissosiyatif kimlik bozukluğu tedavisinde ilk öncelik kişinin bedeninde yaşadığı düşünülen diğer (alter) kimliklerin, yani zaman zaman geçişler yaptığı kimliklerin bir zihinsel organizasyon ürünü olduğunu fark etmelerini sağlamaktır. Bu tedavi sürecinde birleşik veya tamamlayıcı terapi yöntemleri ile çalışılması faydalı olur. Öncelikle psikoterapi, ilaç tedavisi ve diğer destekleyici yöntemler genel olarak birlikte çalışabilir. Ayrıntılı olarak genellikle kullanılan yöntemler şu şekildedir:

  • Psikoterapi: Dissosiyatif kişilik bozukluğunun tedavisinde en yaygın kullanılan yöntemdir. Özellikle travma odaklı terapi teknikleri, bireyin travmatik deneyimleriyle başa çıkmasına yardımcı olur ve farklı kişiliklerin entegrasyonunu sağlar. Bu terapiler arasında psikodinamik terapi, bilişsel davranışçı terapi (BDT) ve göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme (EMDR) gibi teknikler bulunabilir.
  • İlaç tedavisi: Dissosiyatif kişilik bozukluğun direkt bir ilacı bulunmamaktadır, ancak bazı durumlarda semptomları yönetmek için bazı psikiyatri ilaçları kullanılabilir. Örneğin, depresyon, anksiyete veya uyku problemleri gibi eşlik eden semptomları tedavi etmek amacıyla antidepresan veya anksiyolitik ilaçlar kullanılabilir. İlaç tedavisi genellikle diğer terapi yöntemleriyle birlikte kullanılır.
  • Grup terapisi ve psikolojik destek grupları: Grup terapisi veya psikolojik destek grupları, dissosiyatif kişilik bozukluğu olan bireylerin bir araya gelerek deneyimlerini paylaşabileceği ve birbirlerine destek olabileceği ortamlardır. Grup terapisi, bireylerin kendilerini ifade etmelerini, ilişki becerilerini geliştirmelerini ve diğer insanlarla bağlantı kurmalarını sağlar.
  • Diğer destekleyici tedavi ve planlı etkinlikler: Diğer tedavi yöntemleri, dissosiyatif kimlik bozukluğu tedavisinde destekleyici rol oynar. Bu yöntemler arasında sanat terapisi, dans terapisi, spor, manevi destek, meditasyon, yoga, aile terapisi gibi farklı yaklaşımlar da yer alabilir.

Unutulmaması gereken bir konu da her bireyin dissosiyatif kişilik bozukluğu deneyiminin farklı olabileceğidir. Bu nedenle tedavi yöntemleri bir uzman tarafından kişiye özgü olarak uyarlanmalıdır. İstanbul Ataşehir’de 23 yıllık Uzman Klinik Psikolog olarak gözlemlediğim durum; kişiye özgün tedavi yöntemi ile semptomların minimize edilebileceğidir. Tedavi süresince önemli olan kişinin tedaviye katılımı, tedaviye açık olması direnç göstermemesi ve destekleyici bir çevrenin oluşmasıdır.

Dissosiyatif kimlik bozukluğu tedavisi için hangi terapi türleri kullanılır?

Dissosiyatif kimlik bozukluğu (DKB), kişiliğin parçalarının ayrı ayrı olarak algılanması ve hatırlanması veya hatırlanmaması gibi belirtilere sahip olan ciddi bir psikiyatrik bozukluktur. DKB tedavisinde genellikle psikoterapi kullanılır ve birçok terapi yöntemi ile kombinasyon yapılabilir. Bazı yaygın terapi yöntemleri şunlardır:

Psikodinamik terapi: dissosiyatif kimlik bozukluğu tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir terapi türüdür. Bu terapi, kişinin bilinçdışı süreçlerini keşfetmeyi, geçmiş travmatik deneyimlerle ilişkilendirdiği duygusal zorlukları anlamasını sağlamayı hedefler. Terapist ile yapılan derinlemesine çalışmalar ile bilinçdışı durum gün yüzüne çıkar. 

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bilişsel davranışçı terapi, DKB tedavisinde etkili olan bir başka terapi türüdür. Bu terapi, bireyin düşünce kalıplarını, inançlarını ve davranışlarını fark etmesini ve değiştirmesini amaçlar. BDT, DKB semptomlarıyla başa çıkmayı öğretirken, duygusal düzenleme becerilerini ve olumsuz düşünceleri yeniden yapılandırmayı da içerir.

Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR): Son zamanlarda birçok bozuklukta da kullanılan EMDR yöntemi, travmatik anıların işlenmesi ve semptomların azaltılması için kullanılan bir terapi yöntemidir. Göz hareketleri veya diğer uyarıcılar eşliğinde yapılan terapi seansları, bireyin travmatik anılarına erişmesini ve gerçeklik ile bağının artmasını sağlar. EMDR, DKB’de ortaya çıkan semptomları hafifletmeye yardımcı olabilir.

Sanat terapisi: Kişinin sözel olarak açığa vuramadığı düşünceler ve duyguları ikincil bir kaynak olarak sanatı kullanarak dışa vurması sağlanır. Sanat terapisi genellikle, resim, heykel yapma, müzik ve dans gibi birçok farklı sanatsal faaliyetlerde gerçekleştirilebilir.

Hipnoterapi: Kişinin trans bir duruma girerek dissosiyatif kişilik bozukluğu semptomlarının kaynağına odaklanmasına yardımcı olabilir. Kişinin zihinsel organizasyon becerilerini, durumunu ve tutumunu değiştirmesine katkı sağlayabilir.

Aile terapisi: Bu terapi türü ise kişinin dissosiyatif kişilik bozukluğu semptomlarının aile içi dinamiklerden oluşabileceğini ele alır. Terapi ailenin de kişinin tedavi sürecine dahil edilmesiyle başlar ve aile dinamiklerini değiştirmeyi içerir.

Bahsettiğimiz kullanılan terapi yöntemleri, kişinin semptomlarının sıklığına, şiddetine ve kişiliğine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle en uygun terapi yöntemini belirlemek için bu alanda uzman bir psikiyatr veya uzman psikolog ile görüşmek süreç adına en uygun yaklaşım olacaktır.


Dissosiyatif kimlik bozukluğu olan kişilerde ortak semptomlar nelerdir?

Dissosiyatif kimlik bozukluğu (DKB) olan kişilerde, genellikle birden fazla kişilik parçası veya benlik duygusu vardır ve bu benlikler arasında belirgin bir ayrım vardır. Ayrıca, DKB semptomları kişiden kişiye değişebilir. Ancak, DKB olan kişilerde yaygın olarak gözlemlenen semptomlar şunlardır:

  • Farklı Kişilikler veya Kimlik Parçaları: Farklı kişiliklerin varlığı veya farklı kimliklere geçişler en belirgin DKB belirtilerindendir. Bu farklı kişilikler genellikle farklı isimler, davranışlar, düşünceler ve duygusal tepkilerle birlikte ortaya çıkar. Örnek verecek olursam: Evli, çocuklu bir adam düşünelim, kimlik bozukluğuna sahip evli adamın alter kimliklerinde, öğrenci biri, bekar biri, hatta kadın biri bile olabilir. Kişi bu kimlikler arasında geçişler yaşayabilir.
  • Bellek Bozuklukları: Bireyler arasında kimlik değişimleri sırasında bellek bozuklukları yaşanabilir. Kişi, geçmiş olayları hatırlamada zorluk çekebilir veya kişilikler arasında geçişler sırasında bellek boşlukları yaşayabilir. Bir önceki örnekten yola çıkarak evli adam alter kimlikleri arasındaki geçişleri hatırlamayabilir, ya da o alter kimliklerde yaptığı eylemleri hatırlaması güç olabilir.
  • Kendini Algılamada Sorunlar: DKB’li bireyler, kendilerini sürekli ve istikrarlı bir şekilde algılamada zorluklar yaşayabilirler. Kimlik karmaşası, kişilikler arasında tutarlı bir benlik hissi olmaması gibi durumlar söz konusu olabilir. Bu kimlikler arasındaki geçişler, farklılıklar ve yapılan eylemler kişide boşluk hissi oluşturur.
  • Duygusal ve Davranışsal İstikrarsızlık: DKB, duygusal ve davranışsal istikrarsızlık belirtileriyle ilişkilendirilebilir. Kişilikler arasındaki geçişler, farklı duygusal tepkilerin ortaya çıkmasına neden olabilir ve bireyin davranışlarında tutarsızlık gözlemlenebilir.
  • İçsel Çatışmalar ve İletişim Problemleri: Farklı kişilikler arasında içsel çatışmalar ve iletişim problemleri yaşanabilir. Kişilikler arasında uyumsuzluklar, anlaşmazlıklar, içsel diyaloglar ve içsel çatışmalar gözlemlenebilir.
  • Derealizasyon ve Depersonalizasyon: DKB’li bireylerde derealizasyon (çevrenin gerçeklik duygusunun kaybolması) ve depersonalizasyon (kendini gerçeklikten kopuk hissetme) deneyimleri yaşanabilir.
  • Travma İlişkili Semptomlar: DKB genellikle travma sonucu ortaya çıkar ve bu nedenle travma ilişkili semptomlar da gözlemlenebilir. Bu semptomlar arasında kabuslar, anksiyete, panik ataklar, intihar düşünceleri, kendine zarar verme eğilimleri ve kendini hissetmeme gibi durumlar bulunabilir.

Bu semptomlar dissosiyatif kişilik bozukluğuna sahip bireylerde yaygın olarak görülenlerdendir. Fakat genellikle her kişide her semptom aynı şekilde deneyimlenmeyebilir farklı şekil ve şiddetlerde ortaya çıkması muhtemeldir. Bu nedenle dissosiyatif kişilik bozukluğu tanısından itibaren ayrıntılı bir psikiyatri uzmanı gözlemi gerekmektedir. Başvurduğunuz uzman belirtilerinize, şiddetine, zaman içerisindeki dalgalanmalarını gözlemleyerek bir tanı belirler ve buna uygun tedavi planı çizer. Bu sebeple bu süreçte bir psikoterapist veya Uzman Klinik Psikoloğa başvurmanız oldukça önemlidir. Yazıyı bitirmeden önce size bir film önerisi yapmak isterim dissosiyatif kişilik bozukluğunun nasıl görüldüğünden bahsettik. Split filmi ise bu belirtileri daha fazla anlamanıza yardımcı olabilecek bir filmdir diyebilirim. Bu filmde dissosiyatif kimlik bozukluğunun belirtilerini yoğun bir şekilde görebilirsiniz. Bu yazıda amaçladığım şey dissosiyatif kimlik bozukluğu ile ilgili soru işaretlerini kaldırmaktı umarım bu konuda bir nebze de olsa yardımcı olabilmişimdir. Sağlıklı günler dilerim.


Deniz Doğruöz

Klinik Psikolog / Uzman Psikoterapist

Online ve Yüz yüze Psikolojik Destek 

İstanbul Ataşehir Anadolu Yakası

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.