Kuruntu
Bu yazımızda sizlerle kuruntudan bahsetmek istiyorum. Kuruntunun ne olduğu aslında kısaca açıklamam gerekirse; kuruntu kişinin zihninde gerçek dışı, kanıta dayalı olmayan, dayanıksız genellikle korku ve endişe hislerine sebep olan düşüncelerdir. Bu düşünceler genellikle gerçekçi olmaz ve genellikle senaryo ürünüdür diyebilirim. 😊 Fakat yaşattığı bedensel ve duygusal hisler bir senaryo için çok daha fazlasıdır. Kuruntular tek bir kalıba sığmaz, şekle sokulmaz düşüncelerdir. Her konu ve durum üzerinden ilerleyebilir. Geçmiş veya gelecek ile ilgili olabilir. Yazının diğer kısımlarında insanın zihninde film senaryosu gibi görünen kuruntuları keşfe çıkacağız.
Kuruntu nedir?
Kuruntu bireyin zihninde genellikle gerçekçi olmayan, hayal ürünü olan belki de gerçekleşmeye hiç yakın olmayan düşüncelerdir. Kişiye rahatsızlık, endişe, korku hissi verir. Sürekli bir tedirginlik hissi ve düşünme hali de yanındadır. Kuruntuları genellikle olumsuz senaryolar ile ilişkilendiririz.
Gelecek ile olumsuz senaryolar geçmiş yaşam ile ilgili olumsuz düşünce hali ve takılı kalma bunların sonucunda kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkileme görülür. Kuruntu yapan birey genellikle zihninin ona oyun oynadığının farkındadır. Bu düşüncelerin gerçekçi olmadığını da aslında biliyordur. Fakat kendini bu senaryoları kurmaktan alıkoyamaz.
Bazen kaçmak için bazı yöntemlere başvurur. Kendini oyalamak için her yolu deneyen kişi bir türlü zihninde döndürdüğü onu kaygılandıran düşünceleri atamıyordur. Başka biri ile bu durumu paylaşmak epey zordur. Bu düşünceleri kendisi bile anlamlandıramazken başka birinin onu anlayabileceğini düşünmek olası mıdır? Kuruntu yaşayan kişi içten içe kendini yiyip bitirir. Bazen iştah sorunları, çok yeme ya da az yeme görülebilir.
Ee tabi ki uyku ise bu kuruntulardan kolay bir kaçış yöntemidir tabii ki kuruntulardan zaman bulup uyuyabilen kişiler için. Zihninde olan senaryodan kaçmak için kişi bir çıkış yolu olarak uykuyu görür, gün içerisinde zamansız uyumalar, uyanma zorlukları görülebilir. Tam tersi ise maalesef kuruntulardan zihni yorulan birey uykuya dalmakta epey bir zorluk çekebilir. Bazı kişilerde ise kuruntular uyku bozuklukları ile kendini belli eder. Çünkü birey sadece gece uykuya dalmadan önce bu düşüncelerle savaşıyordur.
Bazı örnekler verecek olursam kişi yatağa yattığında sevdiği insanları kaybetme senaryoları kurabilir. Bu gerçekçi bir düşünce midir? Tabii ki hayatta kayıp verme gerçeği vardır. Fakat daha yaşanmamış ve ne zaman yaşanacağı bilinmeyen hayatın gerçeği ile geceleri kendi zihninde boğuşup durur. Bu durumda nasıl hissedebileceğini, kayıptan sonra kendisinin nasıl olacağını ne yapacağını düşünür düşünür… Sonunda zihni susmuş iken gece de bitmiştir. Belki de gün ağarmaya başlamıştır. Kişi bu ve bunun gibi benzeri senaryoları gündelik yaşantısında belki de yoğunluktan geceleri kurabiliyordur.
Diğer bir kuruntu örneği ise aslında herkesin aşina olduğu bir durumdur. Romantik ilişkilerde de bu kuruntular genellikle gün yüzüne çıkar. Sevgi, saygı ve güven temelinde olan bir ilişkide olduğunuzu düşünün. Partnerinizle daha önce güveninizin zedelenebileceği bir durum yaşamadınız. Fakat kendinizi sürekli “Beni aldatıyor mudur?’’, “Bana yalan mı söylüyor acaba?”, ‘’Bana uyuyorum dedi ama bence uyumuyor, başka şeylerle mi ilgileniyor? ‘’ Bu düşünceler sizce % kaç gerçekçidir? İlişki yapısına göre değişebilir fakat elinizde bir kanıt olmadan bu düşünceler ile boğuşmak hem kişiye hem de partnerine zarar verdiğini dile getirebilirim.
Kısaca kuruntular hem kişiye hem de kişi ile etkileşim halinde olan bireylere olumsuz etkiler bırakabilir. Kuruntu ile boğuşan kişinin duygusal dengesizlikleri de mevcuttur. Bir anda yüzü düşebilir, agresifleşebilir. Bunun sebebi zihninde kontrol edemediği ve yazmaktan kurtulamadığı olumsuz senaryolardır. Her insan zihninde kuruntu yapabilir. Gelecek hakkında, geçmiş hakkında bir dönem herkes bu kuruntulara sahip olmuştur. Fakat kuruntunun gerçekten bir problem olarak görülmesi için kişinin hayatını ne kadar olumsuz etkilediğine bakmalıyız. Bunun yanında kişinin hayatında ne kadar yer kapladığı da önemlidir.
İnsanlar neden kuruntu yapar?
Kişiler her türlü konuda kuruntu yapabilirler. Bu gerçekten kişilerin hayal gücünün genişliğine bağlı diyebilirim. 😊 Kuruntu nedenleri arasında ise genellikle geçmiş deneyimler ön plandadır. Geçmişinde olumsuz durumlar yaşamış kişi bu durumların tekrarlanacağından korkabilir. Bu konu hakkında kendini sürekli düşünce halinde bulabilir. Bu ise hem geçmişte yaşadığı deneyimin kötü hissini tazelemesine hem de geleceğe dair kaygı hissetmesine sebebiyet verir.
Kontrol kaygısı yaşayan kişiler de kuruntu yapabilirler. Hayat faktörlerinin çoğu kontrolümüz dışında ve belirsizdir. Bu düşünce bazı kişiler için heyecan ve umut verici iken, bazı kişiler içinse korkutucu ve endişe verici olabilir. Hayatın bir kısmının belirsiz olması sonucunda kişiler o belirsizlikten kurtulmak amacıyla zihninde bazı senaryoları önceden kurup oynama ihtiyacı duyabilirler. Fakat bu durum bir süre sonra kişiye müthiş endişe edici bir etki bırakabilir. Kontrol edilemeyen hayata bir diğer kontrol edilemeyen durum müdahil olmuştur. ‘’Kişinin zihni’’ kişi bu kuruntuları kontrol edemez hale gelir ise bu kontrol kaygısı çok daha ciddi bir raddeye gelebilir.
Tabii ki bir diğer neden ise özgüven düşüklüğüdür. Bu neden genellikle başkaları hakkında kurulan kuruntular ile ilgilidir. Kişi başkalarının ne düşündüğü ve ne söyleyebileceği hakkında yoğun senaryolar ile kendiyle savaşır. ‘’İnsanlar bana gülecekler’’, ‘’ Beni sevmiyorlar ama yüzüme gülüyorlar’’, ‘’Bana iyi davrandı acaba bir beklentisi mi var?’’ gibi düşünceler kişinin hem endişe duymasına hem de kendisine olan güvenini zedeler. Bu durum ise bir döngüye girer. Kişi bu zihinsel senaryolar ile boğuşurken özgüvenini daha da düşürmesi olasıdır.
Diğer bir faktör ise tabii ki sosyal ve çevresel baskı, normlardır. Kişi bu toplumsal normları karşılayamadığını ve asla karşılayamayacağını düşünüp bu konu hakkında yoğun bir endişe hali duyar. Zihninde kurduğu kötü durumlardan çıkamaz hale geldiğinde ise gündelik hayatı muhtemel önemli ölçüde zarar görmüştür. İnsanların ve toplumun ne düşündüğü ile vakit harcamaktan kendi hayatını silikleştirip, hayalleri ve ideallerini arka plana atmıştır.
Kuruntu bir psikolojik rahatsızlık mıdır?
Kuruntunuzun hayatınızın olağan akışını önemli ölçüde bozduğunu düşünüyorsanız. Ve bu durum ile savaşıp işin içinden çıkamıyorsanız, evet kuruntu bir rahatsızlıktır diyebilirim. Kuruntu genellikle yaygın anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluk ve sosyal anksiyete bozukluğu ile ilişkilendirilebilen bir durumdur.
Kuruntu ile başlangıç gösteren bu anksiyete bozukluğu türleri bireyler için oldukça zorlayıcı durumlardır. Yaygın anksiyete bozukluğunda kişi zihninde olan düşünceler ile boğuşurken kaygılanır ve bazı bedensel belirtiler ile de bu durumu destekler. OKB ise gerçekçi olmayan düşünceler ve senaryolar ile karakterizedir. Sosyal anksiyete/kaygı bozukluğu ise genellikle çevre ile ilgili kurulan kuruntular ile ilişkilendirilir. Panik bozukluk, panik atak geçirme korkusu, ölüm korkusu ile karakterizedir. Ve bu durumların hepsi kuruntu ile ilişkilendirilmiştir.
Senaryoların gerçekçi olmadığını bildiğiniz halde bu endişe ve korku hissi peşinizi bırakmıyor olabilir. Bu durumda kendinizin tüm enerjinizi ve uğraşınızı bu zihinsel sürece harcayarak bulabilirsiniz. Kuruntular hayatın işlevselliğini ve kalitesini bozuyorsa bu durum bir rahatsızlık olarak adlandırılabilir. Uzman gözlemi ve tanısı bu durum ile başa çıkmak için en doğru yol olacaktır.
Kuruntu Hastalığı Nasıl Geçer?
Öncelikle bu durumun tanısı, şiddeti ve hayatınızda ne derecede yer kapladığını saptamak için bir uzman görüşü almanız ile tedavinin başladığını söyleyebilirim. Bu konuda çalışmalar yapan uzman klinik psikolog veya psikoterapi de yapan bir psikiyatrist sizin hikayenizi dinler ve size göre oluşturulmuş bir tedavi yolu belirler.
Bu durumlarda belirtilen sorunlarla ilgili kullanabileceğimiz birçok tedavi seçeneği mevcuttur. Yaygın olarak kullandığımız tedavi metodu, bilişsel davranışçı terapidir. Bu terapi yönteminde kişinin düşünceleri ile ilgileniriz. Otomatik düşünceler ve arkasında yatan sebepler bizim çalışabildiğimiz, müdahale edebildiğimiz kavramlardır. Bu sebepten kişilerin zihnindeki olumsuz ve gerçekçi olmayan kaygı unsuru olan düşünceleri olumlu ve kişiye fayda sağlayabilecek düşünceler ile yer değiştiririz. Tabii ki bu arada danışanın gönüllülüğü ve iş birliğine yatkın olması terapi için en büyük unsurdur. 😊
İlaç tedavisi ise destekleyici bir yöntem olarak kullanılabilir. Evet seans yapısı bazen zorlayıcı olabilir. Kişi bazen kendisinde fark ettiği gerçekleri kabul etmekte zorlanır. Bu durum sonrasında terapiye direnç başlar ve bu durum seans sürecinin ilerlemesine ket vurabilir. İlaç ise bu zorlantı durumlarında destekleyicidir. Psikoterapi seansı bu durumda daha rahat ve dirençsiz bir şekilde gerçekleştirilmiş olur.
Kişilerin kendileri için de uygulayabileceği bazı yöntemler vardır. Stres yönetimi öğrenilebilir kaygı ve endişe verici düşünceleri hafifletmede yardımı dokunabilecek bir yöntemdir. Nefes egzersizleri, yoga, meditasyon kişilerin bu süreçte kendileri ile bağlantı kurmalarını ve benliğine iyi gelmelerine yardımı dokunabilecek destekleyici araçlardır. Bu yazıyı okuduktan sonra zihninizde ‘’ ben kuruntu mu yapıyorum?’’ diye kuruntu yapmadan bir uzman ile görüşmenizi tavsiye ederim, kendim çözerim diye kendinizi kandırmadan zaman kaybetmeden çözmek isterseniz tabii. 😊
Deniz Doğruöz
Klinik Psikolog / Uzman Psikoterapist
Online ve Yüz yüze Psikolojik Destek
İstanbul Ataşehir Anadolu Yakası