Travma Sonrası Stres Bozukluğu Travma nedir? 

Travma Sonrası Stres Bozukluğunu anlamak için öncelikle travmanın ne olduğunu ele almak daha doğru olacaktır. Travma, beklenmedik anda ortaya çıkan, kişinin ruhsal veya bedensel bütünlüğünü bozan ve de bireyin zihninde bu olayın yarattığı olumsuz etkinin azalması belli bir zaman alan hayatında gelişen beklenmedik her türlü olumsuz olay ve duruma denmektedir. Yani, kişiye veya onun yakın sosyal çevresine ruhsal veya fiziksel olarak etki eden olayları kapsar. 

Travma; duygusal ve fiziksel travma olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Kaza sonrası yaralanma veya şiddete maruz kalma fiziksel bir travmadır. Sevdiklerinin ani kaybı duygusal bir travma örneğidir. Fiziksel travmalar, çoğunlukla duygusal travmaları da beraberinde getirir. Duygusal travmalarda ise her zaman fiziksel bir travmayla aynı anda olmayabilir.  

Travma Sonrası Stres Bozukluğu ve Nedenleri 

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), travmatik yaşam deneyimleri (tehlike içeren felaket, kayıp, ani olumsuz yaşam deneyimleri) sonucunda oluşan, bireyin psikolojik açıdan bütünlüğünü önemli ölçüde bozucu etkiye sahip, duygusal ve/veya fiziksel açıdan hayatla baş edebilme gücümüzü bozan ve kendi kendine geçmesi beklenmeden ilaç ve psikoterapi desteğinin birlikte alınmaması gereken bir durumdur. Olumsuz yaşantıların neler olduğuna detaylı bakacak olursak:

  • Doğal felaketler (Deprem, sel, yangın vb.), 
  • Yakınların can kaybıyla sonuçlanan insan etkisiyle yaratılan felaketler (savaş, terör faaliyetleri, araç kazaları, cinayet, tecavüz, taciz vb.) 
  • Sağlık ve sevdiklerimizin yaşamı ile ilgili ani gelişen olumsuz olaylar (evlat kaybı, ölümcül hastalık, kanser gibi), 

bireyin psikolojik ve bedensel bütünlüğünü bozabilecek, duygusal olarak taşıyabilmesini zorlaştıran olayların varlığında; travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) oluşur.  Son zamanlarda, 2023 yılının şubat ayının başlarında ülkemizde yaşanan büyük deprem sonrasında travma sonrası stres bozukluğu yaşayan kişilerin sayısı oldukça artmıştır. 

Ayrıca, travma direkt olarak bireyin kendisine etki etmeden de bozukluk oluşabilir. Örneğin, sosyal medyada gördüğünüz bir görsel veya haber dolaylı yoldan da olsa travma sonrası stres bozukluğuna yol açabileceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. 

Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Belirtileri 

Travma sonrasında, bireyde görülen travma sonrası stres bozukluğu belirtisi ilk etapta şok durumu ve sonrasında oluşan duygusal çöküntüdür. Travma yaşamış bireyler, uzun süre duygusal çökkünlük yaşarlar. 

Travma sonrası stres bozukluğunda duygusal çökkünlüğün beraberinde: 

  • Stres, 
  • Uyku problemleri (hiç uyuyamamak, uykuya dalmakta zorlanmak veya aşırı uyuma, kabuslar, sıçrayarak uyanma gibi, uyku bölünmeleri vb.),
  • Andan kopma, şimdiye/ ana dahil olamama, 
  • Donup kalma, 
  • Ani tepkiler, duygu dalgalanmaları,
  • Öfke, 
  • Ağlama krizleri, 
  • Depresif hissetme ve davranma, ölüm isteği, 
  • Olay anını zihinde sürekli tekrar etme, 
  • Görsel işitsel sanrılar, 
  • Farklı korku ve fobiler yaşama, 
  • Yalnız kalmaktan korkmak ve yanında devamlı birini istemek, 
  • Yeme bozuklukları, (aşırı yemek yeme isteği veya iştah kaybı) 
  • Dikkat azalması, hafıza problemleri, unutkanlık görülebilir. 

Bu semptomlar, travma sonrası stres bozukluğu belirtileridir. Bu belirtilere, eşlik eden başka fiziksel belirtile de varsa mutlaka en yakın sağlık kuruluşuna başvurunuz!

TSSB yaşayan bireylerde tüm bu duygusal tablonun beraberinde depresyon, intihar girişimleri, OKB (Obsesif Kompulsif Bozukluk), ağrı bozukluğu, alkol ve madde bağımlılığı, cinsel işlev bozuklukları, duygu durum bozukluğu da görülebilmektedir.   

Travma ve Travma Sonrası Stres Bozukluğunun Tedavisi 

Travmayı atlatabilme, bireyin başa çıkabilme gücü ile aldığı destekle doğru orantılıdır. Ruhsal olarak dengede kalmayı başarabilen, çocukluk dönemi bakım veren anne baba figürü ile sağlıklı ilişkiler geliştirmiş olan bireyler, zorluklar karşısında daha dayanıklı olabilmektedirler. Tabii, bu travmanın izlerinin bireyde hiç olmayacağı anlamına gelmez. Travmadan etkilenmemek gibi bir durum normal bir insan için pek mümkün değildir. Özellikle şiddet, dehşet ve vahşet içeren, ağır fiziksel ve sevdiklerinin ani kaybı vb. gibi duygusal travmalar söz konusu olduğunda bireyler bu durumlardan çok etkilenir. Dolayısıyla, kişinin travmanın etkisinden korunması için çoğunlukla psikiyatrik ilaçlarla psikiyatri uzmanının da desteğini alarak beynin travmadan korunarak psikoterapi desteği alınması fayda sağlayacaktır. 

Her bireyde travmanın etkisi bireysel anlamda farklılaşır. Örneğin; trafik kazasında sevdiklerini kaybetmiş iki farklı insan düşünelim. Böyle bir durumda sevdiklerinin feci bir şekilde ölümüne şahit olan bireyde ağır bir duygusal travma oluşması beklenir. Travmanın akabinde uzun bir süre travma sonrası stres bozukluğu tepkilerinin gözlemlenmesi de olasıdır. Burada bireysel olarak travmanın etkisini farklılaştıran durum bireyin yaşadığı travma sonrasında oluşan tepkilerinden çok, travmanın etkilerinin bireyin duygusal dünyasında ne kadar oranda varlığını sürdürdüğüdür. Bu durumun bir bireyin zihindeki etkileri ne kadar süre devam ediyor ve kişi ne kadar süre sonra travmanın etkilerinden kurtulup rutin hayata dönebiliyor? Aynı şekilde travma sonrasında ne kadar acısını yaşayabiliyor, yasını ne kadar anlamlı oranda tutabiliyor? Bunların hepsi bireysel manada farklılık gösterecektir. Yani her insan travma sonucunda hasar alır ama her insanın yaşadığı travmayı atlatabilme süreci, travmanın birey üzerindeki etkisi travma ile başa çıkabilme gücü bireyden bireye farklılık gösterebilir. 

Travma sonucunda bireyin şok yaşaması ve belli bir süre travmanın izlerinin bireyde bedensel, zihinsel ve ruhsal olarak varlığını sürdürmesi normal bir durumdur. Deprem yaşamış, sevdiklerini depremde kaybetmiş bir insanın, oluşan travmanın izlerini zihninden kolayca atlatabilmesi ve rutin yaşamına geri dönebilmesi pek beklenen bir durum değildir. Yaşanılan travmanın insan beyni açısından sentezlenebilmesi için belli bir zamana ihtiyaç vardır. Fakat zaman kavramı yaşanılan travmanın atlatılmasında, bireyin normal yaşamına dönmesinde, her zaman için mutlak çare olarak görülmemelidir. Travma sonrası stres bozukluğu oluşan bireylerde, zaman her durumda benzetme yapacak olursak acının ilacı değildir. Bazı bireylerde uzun zaman geçse de travmanın etkisi varlığını sürdürmeye devam edebilmektedir. 

Travma sonrası stres bozukluğu tanısının konulabilmesi için birey için travma sonrasında en az 3 ay sürenin geçmiş olması ve TSSB tepkilerinin bireyde varlığının devam ediyor olması gerekir. Bazı bireylerde travmanın etkisi aylarca hatta yıllara sürebilmektedir. Böyle durumlarda travmanın etkilerinin kendiliğinden azalmasını ve bireyin kendi kendine iyileşmesi pek mümkün değildir. Travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde bireyin profesyonel anlamda bir bireysel psikoterapi sürecine girmesi travmanın zihinde oluşan etkisini sağlıklı yollarla atlatabilmesinde ve bireyin rutin yaşantısına geri dönebilmesinde kendisine yardımcı olacaktır. Bu nedenle travma sonrası stres bozukluğunun tedavisinde mutlaka size ve travma yaşayan yakınınıza aksamadan psikolojik ve psikiyatrik destek profesyonel yardım alınmasını tavsiye ediyorum. 

Sevgiler ve acil şifalar.

Deniz Doğruöz

Uzman Psikoterapist

Klinik Psikolog

2.Düzey EMDR Terapisti

Ataşehir İstanbul  

 

 

 

Travma sonrası stres bozukluğunun belirli bir süresi vardır diyemeyiz. Kişinin yaşadığı travmatik olayın şiddeti, kişinin psikolojik esnekliği, çevresel faktörler sürenin uzamasına veya kısalmasına etki edebilir. Bazı kişilerde TSSB belirtileri birkaç hafta sürerken bazılarında ise yıllarca sürebilir. Bazı kişilerde ise hayatları boyunca devam edebildiğini söyleyebiliriz. Tabii ki bu süreye kişinin tedavi süresinin uzunluğu tedaviye ne zaman başladığının etkileri vardır. TSBB semptomları 6 aydan uzun bir süre devam ediyor görünüyorsa bu durum kronik travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılabilir. 

Travma sonrası stres bozukluğunun etkileri, danışanın geçirdiği travmatik durum üzerinden belirlenen tedavi planıyla azaltılabilir. Bu durumun tedaviye ne kadar erken başladığıyla büyük bir bağlantısı vardır. İlaç tedavisi, EMDR, bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemler bu durumlarda kullanılan terapi yöntemlerinden bir kaçıdır. Tabii ki uzman seçimi de böyle bir durumda çok önemlidir. Sizin için en uygun yöntem ve tedavi planını belirleyebilecek deneyim sahibi bir psikiyatrist veya klinik psikologdan uzman yardımı almanızı tavsiye ederim. 

Erken müdahale edilmesi her sağlık sorununda olduğu gibi travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde de büyük önem taşır. Zamanında uzman bir görüş alınmaktan kaçınılırsa travma sonrası stres bozukluğu kronikleşebilir ve bu kişinin hayat kalitesi büyük ölçüde olumsuz etkiler. Kişi uyku problemleri, depresyon, kaygı bozuklukları, sosyal kaçınma, olumsuz duygu ve düşüncelerden kaçınmak için madde ve kumar bağımlılığı gibi yöntemlere başvurabilir. Aynı zamanda fiziksel etkileri de vardır. Baş ağrısı, sindirim sistemi sorunları gibi fiziksel olumsuz tepkilerle de karşı karşıya gelebilir.  

Travma etkisinin atlatılması kişiye göre farklılaşır. Yaşanılan travmanın türüne kişinin psikolojik esnekliğine semptomların şiddetine göre fark gösterebilir. Ancak bu semptomları azaltmak için bazı yöntemlerde vardır. Tabi ki öncelikle bu belirtileri yaşadığınızı düşünüyorsanız bir uzman tavsiyesi almanız önemli ölçüde bu süreci sağlıklı atlatmanıza fayda sağlayacaktır. Buna ek olarak, yapabileceğiniz bazı yöntemler şunlardır; 

  • Egzersiz, spor hareket dolu bir hayata başlamak: TSSB ile başa çıkma becerilerini geliştirir ve kaygıyı azaltmada rol oynar. 
  • İyi bir kişisel ve psikolojik bakım: kendinize iyi bakmak bu süreçte size yardımcı olacaktır, düzenli uyku ve beslenme etkilerin azaltılmasına yardımcı olabilir. 
  • Sosyal destek almak: aile, arkadaşlar, iş arkadaşları gibi destek sistemlerinden destek almak size bu süreçte duygusal destek açısından iyi gelebilir. 

 

Bu yazıyı buraya kadar okuduğunuza göre travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili kabaca fikir edindiniz. Burada atlamadan şunu da belirtmeliyim ki: kendinizde veya yakınlarınızda bu semptomların varlığından şüpheleniyorsanız size veya yakınınıza ulaşılabilir mesafe ve koşullarda olan bir psikiyatri uzmanı, uzman psikoterapist veya klinik psikologla görüşmenizi tavsiye ederim. 😊

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.