Öfkeli Bir Partnerle İlişki Yaşamak 

Bu yazıda, öfkeli bir partnerle ilişki yaşarken zorlanan kişilerin hem bu öfkenin sebebini anlaması hem de ilişki içinde ve ilişki dışındaki bireysel yaşamlarını da yönetebilmeleri için benzeri durumları aşabilen ve yönetebilen kişilerin uyguladıkları ve verimli olan konuları başlıkları ve yöntemleri size ileteceğim. Umarım, öfkeli bir partnerle olan ilişkinizde çözüm üretebilmek ve nefes alabilmek için bu yazı size faydalı olur. 

Yaşamımızda çok sık görülen ve ilişki ve bireysel hayatlarımızda birçok soruna yol açabilecek öfkeli partner ile ilişkinin dinamiğinden bahsetmek istiyorum. Şu sorular kafanızdan geçebilir: “Partnerim gerçekten bana mı öfkeli? Yoksa genel olarak öfke problemleri yaşayan biri mi?” “Duruma ve konuya göre değişkenlik gösteriyor mu?” “Partnerim benim hangi davranışlarıma öfkeleniyor?” “Onunla onu öfkelendirmemek için iletişim kurmakta güçlük çekiyor muyum?” “Ondan genelde korkuyor muyum? Konuşmaya ve açık olmaya çekiniyor muyum?” “İlişkide ve bir kişide öfke nereye kadar normal nereden sonra problem olur?” bu soruları zihninizde ilişkiniz için düşündükten sonra öfkenin bir partnerde nasıl ortaya çıktığına bakalım.

 

Öfkeli bir partner, sık sık öfke nöbetleri geçirip, kızgın veya agresif davranışlar sergileyebilen ve bu öfkeyle karşısındaki kişiyi üzen ve hırpalayarak yoran kişidir diyebiliriz. Bu kişi, küçük bir şey ters gittiğinde bile hemen öfkelenebilir, suçlayıcı olur ve bu tür duyguları kontrol edemez. Ayrıca çevresindekileri hem fiziksel ve psikolojik etkileyebilir. Yanındayken güvende hissetmeyebilirsiniz. Eğer böyle bir hisse sahip iseniz hem kendi öfkenizi hem de partnerinizin öfkesini anlayıp tanımak, ilişkide öfke-sevgi dengesini oturtmak, sınırları sevgi, adalet ve iş birliği düzeyinde oturtmak için, hemen araştırma yapıp, koşullar ve mesafe olarak ulaşabilir olduğunuz bir uzmandan yardım almanız en kıymetli varlığımız olan zamanı tüketmekten sizi alıkoyabilir.

Öfkeli bir partnerle olmak, ilişkinizin başlarında fark edilememiş ilişki dinamiklerinden kaynaklı olsa da önceliğiniz kendiniz ve kendi güvenliğiniz olmalıdır. Öfkesini idare ederim, yöneteyim derken hayatınızı mahfettirmeyin! Önce can sonra canan diyelim, şimdilik!

Öfkeli bir partnerle ilişki yaşamak eziyet olur çünkü öfke nöbetleri, çatışmalar ve hatta şiddetli davranışlar yaşanabilir. Bu durum, partnerinizle iletişim kurmayı, açık ve dürüst olmayı, kendinizi ifade etmeyi ve de sakin huzur içinde kalmanızı zorlaştırabilir. 

Bu öfkeli süreç çoğu zaman her iki tarafa duygusal zarar verir. Öfkeli olan kişi genel de üzüntü ve pişmanlık yaşayabilir. Öfkeye maruz kalan kişi, üzülebilir, hemen affetmek isteyebilir, kırılıp öfkesini içine atıp kaygı ve depresyon yaşayabilir. Duygusal açıdan aynı anda birden fazla duygu karmaşası iki tarafta da yaşanabilir. Bunun sonucunda da ilişkide iseniz genellikle stres ve endişe içerisinde hissedilir.

Öfkeli bir partnerle iletişim kurarken karşılıklı yaşadığınız iletişim problemleri romantik ilişkinin sınırları doğrultusunda açıklık ve dürüstlük kavramlarının zorlaşmasına yol açabilir. İletişim konusundaki sorunlar ilişkinizi olumsuz etkiler ve bir süre sonra karşılıklı susmaya, tepkisizliğe veya çok şiddetli tepkilere olumsuz durumlar yaratabilecek fiziksel ruhsal şiddete doğru yönlenebilecek olumsuz duygu ve durumlara sebep olabilecek ciddi problemlere sebebiyet verebilir. 

Öfke gibi hayat kalitesini arttıran psikolojik enerjinin boşa harcanması maalesef sevgi, anlayış, coşku veya belki huzur üretmesi beklenen bir ilişkide tuhaf bir durum oluyor. Öfke aslında sevgi, adalet ve ilişkilerde karşılıklı özen ve sınırların tesis edilmesi için kullanıldığında sevginin hizmetinde bir enerji ve duygu olarak ilişkinin kalitesinin artmasına neden olabilir. İlişkide öfkenin işlevini anlayıp yönetebilmek ve ilişki sorunlarınızı çözümleyebilmek için yazının geri kalanına bir bakalım. 

Öfkeli Bir Partnerle İlişki: İlişkideki İletişim Problemleri ve Çözüm Önerileri 

Öfkeli bir partner ile ilişki yaşamının temel sorunu olan iletişim problemini yazını bu kısmında ele alalım istiyorum. Öfkeli bir partnerle ilişkideki en büyük iletişim sorunlarından biri, karşılıklı konuşmanın ve anlaşmanın zor olmasıdır. Öfkeli bir partner, sizin bir düşünceleriniz veya davranışlarınız onun kafasında kurduğu, o anda inandığı bir duruma uymuyorsa sabırsız, anlayışsız veya vicdansız olabilir. Sizi dinlemez, sizin bakış açınız ve duygularınızı algılayamaz veya önyargılı olur. Kendinizi bir türlü anlatamazsınız. Kırılgandır, alıngandır ve de sizi kırar. Kendinizi bir türlü anlatamazsınız. Bu nedenle, iletişim engelleri ortaya çıkabilir. Bu durumda, gerginliği azaltacak mesafeye iletişimi risk almayacak kadar yüzeyselleştirmek gerekir. 

İlişkide öfkeli partnerde görülebilecek bazı iletişim engelleri şunlardır: 

  • Öfke patlamaları ve agresif tepkiler: Blog yazımızın başında bahsettiğimiz gibi öfke patlamaları yaşayan kişi iletişimi kesintiye uğratabilir ve anlaşmazlıkların çözüme ulaşmasını geciktirebilir veya çözülmez hale getirip problemlerin artmasına sebebiyet verebilir. İletişimde gücü eline alıp, tek taraflı olarak sizi konuşamaz ve kendinizi ifade edemez hale getirebilir. Bir ilişkinin dengeli ve sağlıklı olabilmesi için iki tarafın farklı açılardan gücü birlikte kullanabilmesi, iş birliği ve paylaşım gerekir. 
  • Yetersiz iletişim ve asıl duyguların ifade edilememesi: Öfkeli partner, duygularını doğru ve istediği şekilde ifade edemeyebilir. Üzüntü, korku, yetersizlik veya kıskançlık yaşarken öfke gibi farklı bir duyguyla kendini ifade edebilir. Sağlıklı iletişimin en temel becerisi, çatışmak ve çatışmayı karşılıklı kendini ifade edip karşıdakini de dinlemeye fırsat vererek çözmeye çalışmaktır. Öfkeli partner ilişkilerde dinleme becerilerini o an ki öfkesiyle ve de altta yatan karmaşık duygularıyla yerine getiremez. Bu durum, ilişkide kendini ifade etmeyi ve karşısındaki partnerini anlamayı zorlaştıracağından iletişim kopukluklarına yol açabilir. 
  • Suçlayıcı konuşmalar ve yapıcı olmayan eleştiri: Öfkeli partner suçlama ve sadece sizi eleştiri yoluyla kendini ifade edebilir. Bu, aslında gerginliğin atılması için gereklidir. Ancak, anlaşılmak için öfkeden sonra sizi de dinlemek yerine sizi ezmek, gücünüzü elinizden almak ve sizi konuşamaz ve beklentinizi ifade edemez hale getirmek için eleştiriyorsa bu ilişkiye yarar sağlamaz. Böyle olduğunda ise, kendinizi savunmanıza ve aslına bakılırsa savunucu bir pozisyon almaktan sorunun ne olduğuna odaklanamamanıza yol açar. Sorunun ne olduğundan çok kendimi nasıl savunabilirim ve nasıl karşılık verebilirim diye düşünmekse ilişki problemlerini içinden çıkılamayacak kadar çözümsüz hale getirir. 
  • Duyguları bastırmak ve önyargılarla kendini korumaya çalışmak: Öfkeli bir partner, kendini düzgün ifade edeceğini düşünmediğinden duygularını bastırma yoluna başvurabilir. Aynı şekilde karşısındaki partner de duygularını açıkça ifade edemez çünkü öfkeli partnerinin onu anlamayacağından emindir. Önyargılarla kendilerini korumaya çalışıp ilişkiyi var olan sorunları çözmeden yürütmeye çalışırlar. Rahatsız olduğu duygu ve düşünceleri bastırır, paylaşmaktan çekinir ve bunun sonucunda ilişkinin içerisinde paylaşılmayan duygu ve düşünceler büyür daha büyük sorun haline gelir ve her iki tarafında birbirine açık olmasını engeller. Aslında ilişkide yabancılaşma başlar. Eğer çözmek için iki taraf da kararlı olmazsa orta veya uzun vadede ilişki kuruyarak yok olmaya başlayabilir. Ayrılmaktan da kaçınıyorlarsa, öfkeli olma ve mesafeli olma döngüleriyle belirli bir büyük kopuş olana kadar ilişki sürer. 
  • Alınmalar veya içerlemeler: Her insanda olduğu gibi paylaşılamayan duygular ve düşünceler unutulmaz veya içe atılıp halının altına süpürülür. Sonraki zamanlarda, öfkeli partner bu içe atılan duyguda takılı kalır. Dosya tam kapanmadığı için bitmemiş işin huzursuzluğu alınma ve içerlemeye sebep olur. Güncel, yeni ortaya çıkan problemlere odaklanmak zorlaşır. Akıl hep eski içe atılan ilişki problemlerinde kaldığı için bu yeni problemler de eski problemlere eklemlenerek yeni düğümler oluşur. Aslında, problemler çözüme ulaşması imkânsız düğümlü yumaklar haline hale gelebilir. 

Şimdi, öfkeli bir partner ile iletişim problemleri için size ve ilişkinize fayda sağlayabilecek bazı çözüm önerilerine aşağıda değinelim:   

  • Öfkenin ve düşüncenin kaynağını anlamaya çalışın: Partnerinizin neden öfkeli olduğunu anlamak çözüm için ilk adımdır. Öncelikle partneriniz size veya sizin bir davranışınıza mı öfkeli? Ya da şu anda hayatında farklı isteği ve beklentisi mi Var? Onun sizin fark etmediğiniz veya size ifade edemediği bir konuda sorunu mu var? Eğer partnerinizin öfkesinin kaynağını bulup anlayabilirseniz çözüme ulaşmanız daha kolay olacaktır. Onu ve duygusal durumunu anlamanız ilişkinizde ona ve kendinize yardımcı olabilmenizi sağlar.  
  • Empati kurmanın önemi: Öfkeli partnerin empatik (karşısındakinin duygularını anlayıp, algılayan ve uygun davranan) olması zordur. Öfkenin kaynağını anladıktan sonra öfkeli partnere empatik yaklaşımı önemlidir. Gerginliği azalırsa, sizi anlama zemini daha da artar. Öfkeli partnerinin anlaşıldığını hissetmesi ve ona yardımcı olabileceğinizin güveni onu daha açık ve dürüst olma konusunda destekleyebilir. 
  • Sessizliği bozun: Partneriniz öfkeliyken tepkisiz ve sessiz kalmasına izin vermeyin duygularını anlatmasına yardımcı olun. Tepki vermiyorsa da sizin söylediklerinizi mutlaka dinliyordur. Burada konuşmanın amacı onun sizi anlayabilmesi için sizin ona yardımcı olabilmenizdir aslında. Öfkeli bir partner hırçın bir çocuk gibidir. Öfke patlamaları sonrası belirli bir süre sessizlikle, küskünlükle bizim tam anlayamadığımız yaralarını sarıyor olabilir. Siz konuştuğunuz anda sakin olamıyorsa da konuşmadan önce sakinleşmesini bekleyip, daha sonra konuşmayı deneyin. 
  • Konuşmak ve kendinizi ifade etmekten vazgeçmeyin: Siz yaparsanız o da sonrasında yapabilecektir. Öfkeli bir partner karşısında aslında siz de öfkesini gizleyen pasif agresif birine dönüşürsünüz. Siz de öfkenizi ve beklentinizi uygun halde ifade ederseniz, ona da büyük olasılıkla büyük bir faydanız olacaktır.
  • İyi bir dinleyici olun: İletişim problemlerinizi çözme aşamasındaysanız en önemli faktörlerden birisi de iyi bir dinleyici olmaktan geçiyor. Partneriniz sorunlarından bahsederken sözünü kesmeyin ve onu dinlediğinizi anlamaya çalıştığınızı gösterin! Etkin dinleme tekniklerini öğrenin, can kulağı ile dinlemeye çalışın! 
  • Kendinizi savunmak için ifade tarzınıza ve beden dilinize (sözsüz iletişime) önem gösterin: Partnerinizle iletişim kurarken öfke anında öfkeyi tetikleyebilecek sözlü ve sözsüz ifadelerle imalı söylemlerden kaçının. Mümkünse, sözel ifadelerinizi yumuşak ve özenli bir dille kullanmaya önem verin. Unutmayın, gergin bir anda insan beyni stres düzeyi arttıkça biyolojik olarak hayatta kalmaya çalışan canlı hayvanların verdiği tepkilere benzeyen tepkiler sergileyip karşısındakini bilinçaltı ve dürtüsellik sebebiyle düşman gibi görebilir. Ancak stres düzeyi biraz azalınca bu durum değişir, o yüzden tetikleyici tutum ve sözlü sözsüz iletişime dikkat etmek gerekir
  • Öfke kontrolü teknikleri hakkında bilgi sahibi olun: Partnerinizin öfkesinin sebebi kontrol güçlüğü çektiğinden kaynaklanabilir. Bu konu hakkında ona bilgi verin ve ona yardımcı olabilecek birlikte karar verebileceğiniz kontrol teknikleri üzerinde fikir alışverişi yapın. Nefes teknikleri, duyguların ifadesi, çatışma çözme yöntemleri, gevşeme teknikleri, ilişkide cinsellik ve diğer özel konu başlıklarındaki sorunların düzenlenmesi, hobi, kaygı ve depresyonun yönetimi sizlere faydalı olabilir. 
  • Bir uzman yardımı almak, terapiye gitmek: Öfkeli partnerle iletişim zor olduğundan, iletişim problemlerini çözemediğinizi hissettiğinizde bireysel, çift veya aile terapistinden yardım almanız her iki taraf içinde yol gösterici ve sağlıklı bir adım olacaktır. Eğer öfke düzeyi çözümü zor şekilde seyrediyorsa ve var olan eziyet bir türlü sonlanamıyorsa, bazal psikiyatri desteği de yani belirli bir süre ilaç kullanmak sizlere stresi yönetebilmek açısından fayda sağlayacaktır.

Öfkeli Bir Partnerle İlişki: Kontrolsüz Öfkenin Nedenleri ve Tedavisi 

Öfkenin belirgin bir nedeni olmaz; nedeni kişiden kişiye, durumdan duruma, ilişkiden ilişkiye değişiklik gösterir. Örneğin, bazı insanlar iş hayatında yaşadıkları stresi ve endişeyi başka yerde çözmeye çalışıp ilişkiye partnerle öfkeli ilişki kurarak yansıtabilirler. Bir başka örnekle, kök aile dediğimiz bizi büyüten aile içindeki ebeveynler arasındaki, varsa kardeşler arası ilişkilerdeki geçmişteki öfkeli ilişki şekilleri de güncel bir ilişkiye gerginlik anlarında çok benzeri şekilde yansır. Ayrıca, bir kişi ilişkide eleştiri almamak ve karşıdaki ondan fazla şey beklemesin diye de öfkeli olabilir. En iyi savunma, saldırıdır mantığıyla. Kişi, burada kendine duvar olarak öfkeyi koymuş, kendine ulaşılmamasını bu şekilde sağlıyor olabilir. Özetle, savunma mekanizması olarak öfkeyi kullanıyor olabilir.

Psikolojik kalkan görevi gören savunma mekanizması, kişi ona zarar vereceğini düşündüğü hislerden veya durumlardan, duygulardan bilinç dışı olarak kaçınmaya çalışarak kendini koruma mekanizma geliştirir. Savunma mekanizmalarımız biz onun niye çalıştığını anlayana kadar bizi bir türlü korur ancak bazen de biz sadece onu kullandığımız hayatımıza olumsuz katkıları olabilir. Öfke de bu manada bir savunma görevi görebilir. İşyerinde yöneticisinden azar işiten birinin eve gelince dişini geçirebileceği kişiye bağırıp çağırması öfkenin yön değiştirerek kişinin kendine öfkeyi kalkan etmesidir. Bu savunma mekanizmaları terapilerde kişilerle üzerinden geçip çalıştığımız konulardan da biridir. 

Yukarıda kısaca belirttiğimiz gibi öfkenin birden fazla sebebi vardır. Bunu anlamak için bu davranışı sergileyen kişiyle açık iletişim kurmak, kişinin geçmiş aile, arkadaş ve iş yaşamını bilmemiz önemlidir. Bunların yanı sıra madde bağımlılığı, sağlık sorunları gibi konular da öfkeli davranışa sebep olabilmektedir. 

Kontrolsüz öfkenin tedavisi, aslına bakılırsa nedenlerine bağlıdır. Nedenlerini araştırıp ona göre bir tedavi yöntemi uygulanır. Aşağıda belirtilen terapi yöntemleri yaygın olarak kullanılmaktadır:

  • BDT (bilişsel davranışçı terapi) yöntemi: Düşünce ve davranış arasındaki bağlantıyı fark etmek ve onların yarattığı olumsuz duygular ve düşünceleri anlayıp yeniden yapılandırmamıza olanak sağlar. Otomatik düşünce kaydı ve duygu günlüğü tutmak öfke kontrolünde bu yöntemin yardımcı egzersizleridir. Kişide davranış ve duygularını yönetmeyi geliştirmek için terapide buna benzer ev ödevi (egzersiz) uygulamaları ile öfke azaltıcı davranış geliştirilmeye çalışılır.
  • Aile Terapisi: Kontrolsüz öfkenin nedenlerinden biri de gelişim sürecinde yaşanan travmatik olaylardan kaynaklanıyor olabilir. Eğer ki öfkenin nedeni aile içi dinamiklerden kaynaklanıyorsa, aile terapisi kişinin bu dinamikleri anlamasına ve yakın ilişkilerindeki problemleri bu bağlamda çözmesine olanak sağlar. 
  • DOT (Duygu odaklı terapi): Öfke kontrolü yaşayan kişinin duygusal becerilenin çok gelişmiş olması beklenen bir durum değildir. Duygularını ifade etmeyi sadece öfke ile deneyebilir. Bu terapi yöntemi kişinin duygusal becerilerinin sağlıklı gelişimine destekleyici bir rol oynar. İlişkilerinde öfkeden başka duygularını ifade etme yöntemi olduğunu da fark edebilir ve bazı yöntemlerle bu becerilerini geliştirir.
  • Psikoanalitik, Psikodinamik Terapiler: Bu terapi yaklaşımı, kişinin bebeklik, çocukluk ve aile içi ilişkilerden kaynaklı geçmiş veya bilinçaltındaki şimdiki konuları ve günlük hayatına etkisini anlayıp ruhumuzun dağınık malzemesini derleyip toparlayıp, günümüz ve geleceğimizin daha kaliteli geçmesine sebep olur. Öfkemizin kökenlerini anlar ve bireysel ve ilişkisel açıdan günlük hayata daha verimli şeklide yansır.
  • İlaç tedavisi: Bazı durumlarda öfke kontrolü yaşayan kişilere ilaç tedavisi uygulanabilir. Bu ilaçlar genellikle mümkünse Psikiyatri Uzmanı mümkün değilse Aile Hekimlerine danışarak alınan antidepresanlar, antipsikotikler veya anksiyolitikler olabilir. Fakat ilaç tedavisi, tek başına yeterli olmayabilir. Mutlaka, profesyonel uzman olarak mümkünse uzman psikoterapist tarafından psikoterapi süreci de ilaca ek olarak (Psikiyatri kontrollü alınan) bir şekilde alınmalıdır. 
  • Egzersiz: Egzersiz yapmak vücudun mutluluk hormon ve salgılarının salgılamasına yardımcı olur. Öfkeyi egzersiz ile dışarıya vurmayı ve kontrol etmeye yardımcı olabilir. Psikoterapist olarak, öfkesi fazla olan çocuklara ve ailelerine bu gerilimi ve öfkeyi spor ve diğer fiziksel yorgunluk yapan şekillerde atamalarını tavsiye etmekteyiz. 

Öfkeli Bir Partnerle İlişkide Olmanın Psikolojik Etkileri 

Buraya kadar, hep öfkeli partnerin özelliklerine değindik. Bu kısımda ise öfkeli partner ile birlikte olan kişinin yaşamından, olabilecek sorunlardan ve psikolojik etkilerden bahsedeyim.  Öfkeli partner ile birlikte olmanın ciddi psikolojik etkilerinin varlığından söz edebiliriz. Bir kere kişi en şeffaf ve açık olması beklenen romantik ilişki stilinde kendini saklar. Çünkü öfke kontrolü olmayan partnerinden çekinebilir. Ya da daha önce bahsettiğimiz gibi iletişimin eleştirel ve suçlayıcı olması kişinin kendini doğru ifade edememesini sadece savunmacı bir rol almasına sebebiyet verebilir. 

Burada biraz daha açmak gerekirse; öfkeli bir partnerle birlikte olmak sabır ister ve sınırları zorlar. Kişi kendi benliğini ve tüm hayatını sorgulamaya başlayabilir. Karşısındaki partner öfke patlaması sırasında küçük düşürücü, yaralayıcı davranışlar sergileyebilir. Bu da kişinin kendini hep savunmaya çekmesine sebep olur. Kişinin öz saygısında da git gide azalma görülebilir. Kişi kendini manipüle edilmiş, benliği bir boşlukta süzülüyor gibi hissedebilir. Bu doğrultuda, duyguların zarar görmesi ve bunu engelleyememek kişiye yetersizlik duygusunu yaşatabilir.  Sürekli tetikte olma hissi, yetersizlik duymak da kişinin psikolojik gücünü azaltır. Bunu sonunda da endişe ve stres ile bazı sorunlar da ortaya çıkar. Örneğin, uyku bozuklukları oluşur. 

Öfkeli bir partnerle ilişki halinde olan kişideki bir diğer etki ise sosyal izolasyondur. Kişi yaşadıklarının başkası fark edip de onu eleştirmesin, yormasın diye kendini saklamaya ve ifade edememeye o kadar alışmıştır ki, kendi sağlıklı ilişki kurduğu ailesi veya arkadaşlarından da uzaklaşma görülebilir. Benliğinin git gide silinme hissi ve sürekli enerjisini öfkeli partnerinin kontrolünü sağlaması için kullanması kişinin tükenmiş hissetmesine sebebiyet verebilir. Narsist, çocuksu öfkeye maruz kalan bu kişide de gizli bir narsistik özellik gelişir ve o da yeteneklerini kullanamayan bir çocuksuluk eğilimi sergiler. Öfkeli partner ilişkide diğerinin enerjisini emerek var olabildiği için bu kişinin hayat gücü azalır. Bu da öfkeli bir partnerle ilişkide olan kişilerin kendine zarar verme açısından risk altındadırlar. Bu nedenle, öfkeli partnere maruz kalan kişilerin profesyonel yardım almaları önemlidir.

Bu yazı, umarım sizlere öfkeli partner ile ilişki yönetimi konusunda fikir vermiştir. Sizlere sabır ve güç dilerim…

Deniz Doğruöz

Uzman Psikoterapist

Klinik Psikolog, (Online -Yüz yüze Terapi)

İstanbul Ataşehir

Travma sonrası stres bozukluğunun belirli bir süresi vardır diyemeyiz. Kişinin yaşadığı travmatik olayın şiddeti, kişinin psikolojik esnekliği, çevresel faktörler sürenin uzamasına veya kısalmasına etki edebilir. Bazı kişilerde TSSB belirtileri birkaç hafta sürerken bazılarında ise yıllarca sürebilir. Bazı kişilerde ise hayatları boyunca devam edebildiğini söyleyebiliriz. Tabii ki bu süreye kişinin tedavi süresinin uzunluğu tedaviye ne zaman başladığının etkileri vardır. TSBB semptomları 6 aydan uzun bir süre devam ediyor görünüyorsa bu durum kronik travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılabilir. 

Travma sonrası stres bozukluğunun etkileri, danışanın geçirdiği travmatik durum üzerinden belirlenen tedavi planıyla azaltılabilir. Bu durumun tedaviye ne kadar erken başladığıyla büyük bir bağlantısı vardır. İlaç tedavisi, EMDR, bilişsel davranışçı terapi gibi yöntemler bu durumlarda kullanılan terapi yöntemlerinden bir kaçıdır. Tabii ki uzman seçimi de böyle bir durumda çok önemlidir. Sizin için en uygun yöntem ve tedavi planını belirleyebilecek deneyim sahibi bir psikiyatrist veya klinik psikologdan uzman yardımı almanızı tavsiye ederim. 

Erken müdahale edilmesi her sağlık sorununda olduğu gibi travma sonrası stres bozukluğu tedavisinde de büyük önem taşır. Zamanında uzman bir görüş alınmaktan kaçınılırsa travma sonrası stres bozukluğu kronikleşebilir ve bu kişinin hayat kalitesi büyük ölçüde olumsuz etkiler. Kişi uyku problemleri, depresyon, kaygı bozuklukları, sosyal kaçınma, olumsuz duygu ve düşüncelerden kaçınmak için madde ve kumar bağımlılığı gibi yöntemlere başvurabilir. Aynı zamanda fiziksel etkileri de vardır. Baş ağrısı, sindirim sistemi sorunları gibi fiziksel olumsuz tepkilerle de karşı karşıya gelebilir.  

Travma etkisinin atlatılması kişiye göre farklılaşır. Yaşanılan travmanın türüne kişinin psikolojik esnekliğine semptomların şiddetine göre fark gösterebilir. Ancak bu semptomları azaltmak için bazı yöntemlerde vardır. Tabi ki öncelikle bu belirtileri yaşadığınızı düşünüyorsanız bir uzman tavsiyesi almanız önemli ölçüde bu süreci sağlıklı atlatmanıza fayda sağlayacaktır. Buna ek olarak, yapabileceğiniz bazı yöntemler şunlardır; 

  • Egzersiz, spor hareket dolu bir hayata başlamak: TSSB ile başa çıkma becerilerini geliştirir ve kaygıyı azaltmada rol oynar. 
  • İyi bir kişisel ve psikolojik bakım: kendinize iyi bakmak bu süreçte size yardımcı olacaktır, düzenli uyku ve beslenme etkilerin azaltılmasına yardımcı olabilir. 
  • Sosyal destek almak: aile, arkadaşlar, iş arkadaşları gibi destek sistemlerinden destek almak size bu süreçte duygusal destek açısından iyi gelebilir. 

 

Bu yazıyı buraya kadar okuduğunuza göre travma sonrası stres bozukluğu ile ilgili kabaca fikir edindiniz. Burada atlamadan şunu da belirtmeliyim ki: kendinizde veya yakınlarınızda bu semptomların varlığından şüpheleniyorsanız size veya yakınınıza ulaşılabilir mesafe ve koşullarda olan bir psikiyatri uzmanı, uzman psikoterapist veya klinik psikologla görüşmenizi tavsiye ederim. 😊

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.