İlişkilerde Kıskançlık

İlişkilerde kıskançlık, önem verilen kişiyle rekabet edilen durumlarda gözlemlenen ve ilişkilere enerji, canlılık, güvensizlik ve rahatsızlık katan bir duygudur. Canınız sıkılmaz, ilişkilere hareketli bir gündem katar. İyimser açıdan bakıldığında, “O, beni seviyor; ben de onu seviyorum. İşte, o yüzden birbirimizi kıskanıyoruz.” denilerek sevgi ve önemsemeye “delil” olarak gösterilebilir. 😉 Kötümser veya gerçekçi açıdan bakarsak ise, ilişkilerin en önemli ihtiyacı ve yakıtı olarak “güven ve güvenmek” gibi özgür olarak sevebilme, onun yayında ve uzağında da rahat olup sevgisine inanıp rahatlama zeminini asitin mermeri eritmesi gibi eritmesine neden olabilen bir duygudur. Bu yazı, kıskançlığa ilişkilerinizde ne kadar izin vermeniz gerektiği ile ilgili fikir vermek amacıyla yazılmıştır. Teknik yazı arayanlar, Google ve ChatGPT’ye hızla gidebilir. 😉 Bu yazı, düşünerek okumayı seven kişilere fayda sağlayabilir. 😊 Sosyal medyada özlü sözlerden fazlasını okuyup düşünmeye vakti olanlara hitap etmek hedeflenmiştir.

Kıskançlığın temelinde ne var?

Kıskançlığın temelinde sarsılmış olan temel güven duygusu vardır. Özgüvenimizi sarsan bir durum vardır. İnsanlar sevdiklerinde özgüvenlerini ilişkisindeki diğer insana bağlayıp endeksler. Bu da güvenin zedelendiği bir durum oluştuğunda kişinin kendine güvenmediği, özgüveninin yetersizlik, sevilmememe ve değersizlik gibi duygularla sarsılmasına sebep olur. Yıkılan özgüveni, ilişkide karşı tarafı kıskanarak kaybolan güveni ilişki üzerinden kazanmaya çalışma çabası temelde gözlenmektedir. Bu da temelinde güven olması gereken bir ilişkinin şüphe ve ilişkide olan kişilerin kendilerine dair güvensizlik yaşamasına sebep olarak ilişkinin uzun vadede bozulmasına yol açar. Şüphe, somut bir olaydan, olmasından korkulan bir varsayımsal bir durumdan, önceki öfkeli tartışmalardaki can yakıcı, kalp kırıcı sözlerden, kişinin özgüvensiz olduğu iç veya dış dünyada olan bazı konular gündeme geldiğinden, kişilerin kendilerini başkaları ile kıyaslayıp geride kalmış hissettiklerinden veya ilişkinin başlarında gösterilen sevgi, ilgi, şefkat ve özenin azalmasından ortaya çıkabilir. Özetle, şüphe, kaygı ve düşmüş bir özgüven kıskançlığın temelinde bulunmaktadır.

Kıskançlık Nasıl Bir Histir?

Kıskançlık, hayatımızın her alanında görülebilen, önceden ne zaman çıkabileceği tahmin edilemeyen durumlarda ve kişilere karşı çıkabilecek bir histir. Bebek ve çocukken büyümemizi sağlayan yetersizlik, değersizlik ve sevilmediğimize dair temel duygularımızı büyürken bizden daha iyi, değerli, güçlü ve de sevilen kişilere karşı kıskançlık hissederek öfkeyle karışık bir sevgi türü bizim sosyal hayata yönelimimizi sağlar. Kıskanılan kişi aslında çok önemsenmektedir. Aslına bakıldığında, önemsenen kişi önemseyen kişinin gözünde değerli ve güçlü bir konumdadır. Bu kıskançlık hissi, eğer büyüdüğümüz ortamlarda küçüğün, güçsüzün ve zayıf olanın güçlenene kadar korunduğu büyütücü bir sevgi ortamı varsa, kıyaslama, güçlünün güçsüzü ezdiği bir ortam engelleniyorsa geride bırakılabilir. Size bu blog yazısını yazarken, 12 yaşındaki spor yapan kızımıza boyu uzadığı için eşimle aldığımız siyah yeni bir eşofman üstünü kıskanarak ağlayıp “Ben de ondan niye yok!” diye ortalığı inleten oğlumuzun ablasına olan kıskançlığını anlayıp aşmasına yardımcı olmak için eşimle müdahale yapmamız gerekti. Anne babalarının şefkatle kardeşlerin birbirine olan kıskançlığını ifade edebilmesi, şefkatle çözüm üretebilmesi, çocukların birbirine olan dayanışma, rekabet dengesini (adalet terazisini) ve sınırlarını kollayarak müdahalesi bir seferlik değil de tekrarlayan toplamların ortalaması olarak olumluysa çocuklar büyüdüklerinde kıskançlığı olgunlukla ilişkilerinde yürütebileceklerdir. Aksi takdirde, kıskançlık çocukluğumuzda çıktığı haliyle büyüdüğümüzde de çift ilişkilerimizde devam edebilir. Kıskançlık hissi, evdeki ebeveyni, büyürken küçük veya büyük kardeşi, kuzenleri, okulda arkadaşlarımızı, başarılı olanları, işyerleri veya bulunduğumuz sosyal ortamlarda farklı açılardan dikkat çekenlere karşı imrenme, özenme şeklinde değil de hastalıklı bir hırs, öfkeli yıkıcı bir haset, dışlama, ayağını kaydırma, rezil etme şeklinde çıkarak, aileyi, sosyal ortamı, eğitim veya işyeri ortamını bozuyorsa yıkıcı etkileri olan bir hisse dönüşür. Patolojik kıskançlık dediğimiz bu olgu da hem kişinin hem de içinde bulunulan sosyal ortama öfke sokar. Keskin sirke küpüne zarar misali hem kişiyi hem de ilişki halindeki kişileri yorar. Bazen kişiler, patolojik kıskançlık denen durumları aşamadıklarında çocuklarını büyürken, büyüdüklerinde evlendiklerinde, hayata karıştıklarında bile kıskanmaktadırlar. Gelinini veya kendi kızını kıskanarak rekabet halinde olan bir anne, damatla veya kendi oğluyla rekabet edip üstün gelmeye çalışan bir baba, sadece astrolojik olarak sadece “burçlara” bağlanamayacak aşılamamış kıskançlığın etkisinde bulunmaktadır. 😉 Bulunduğumuz ortamlar, ancak ve ancak belli bir adalet ve sevgi taşıyorsa, imrenme ve özenme gibi ilişki zeminlerini koruyarak daha olumlu bir rekabet ile kişi ve ortamın pozitif gelişimine katkı sağlar. 😊 iliskilerde-kiskanclik

İlişkilerde Kıskançlık Neden Kaynaklanır?

İlişkilerde kıskançlık, başkasının sahip olduğu ilişkilere veya ilişkideki duygulara sahip olma isteğinden, kendi sahip olduğu ilişkinin başkaları tarafından bozulacağı korkusunu hissetmekten ve partnerinin/eşinin başkaları tarafından elinden alınacağı endişesinden kaygılanır. Kişiler bu duyguyu taşıyamadıklarında, yemeden, içmeden, uykudan, okuduklarından, işlerinden yani kısaca hayat işlevlerinden kesilirler. Akıllarını çoğu zaman bu kıskançlık yaşanan durumun ortadan kalkmasına takabilir, hayatı kendileri ve eş/partnerleri için zehredebilirler. Bu çok yorucu bir durumdur. Kıskançlık, bireysel olarak özgüven azaldığı ve durumlardan kaynaklanabilse de ilişkide de eş, sevgili veya partnerimizin çözümü konusunda destek olmaması nedeniyle kıskançlığın aşılamamasından da kaynaklanmaktadır. Çiftler arasında sağlıksız bağlanma biçimleri de kıskançlığı besleyen unsurlardır. Sevilmediğini, değerli olmadığını veya yetersiz olduğunu sözleri, yaptıkları ve yapmadıklarıyla gösteren bir eş, sevgili tabii ki ilişkiyi sürdürmek isteyen kişide kıskançlık duygularına sebep olabilir. İlişkideki yakınlık, iş birliği, güven ve özen sağlanmadıkça da mayalanarak çoğalacaktır. Bu durumda, kıskançlık bir kanser hücresi gibi farklı ilişki alanları ve sosyal yaşama yansıyacaktır. Sadece partnerin başka biriyle olması, yakınlaşması değil. Örneğin, kişinin büyüdüğü aile üyeleri, anne baba, çocukları,  kardeşleri, akrabalarıyla kurduğu iletişim, arkadaşları, işi, uğraşları bile kıskanılır hale gelebilmektedir.

Kıskançlık ilişkiyi bitirir mi?

Kıskançlık ilişkiyi bitirme ihtimali yaratır ve ilişkide çiftler çözümü için birlikte hareket etmezlerse kıskançlık ilişkiyi yüksek ihtimalle bitirir. Çoğu zaman ilişki bitmediği durumlarda da kopma, soğuma ve ilişkide uzaklaşma şekline paylaşımı ve yakınlığı azaltabilecek etkiler oluşturur. Bakımı yapılmayan bir çiçeğe ne oluyorsa ilişkiniz de kuruyan çiçeğe döner. Kıskanç bir sevgili ve eş, hayatındaki kişiyi aşırı kaybetme endişesi yaşamakta ve bu kaygısını eş ve sevgiliyi kontrol ederek azaltmaya çalışır. Çoğu zaman kişi bu davranışın ilişkiye ve kendine zarar verdiğini bilse de mantıksız olan bu davranışı tekrar ederek çözüm üretmeye çalışır. Aldatılma, terkedilme korkuları eş ve partnerin hayatını kontrol ederek kendinden kopup gitmesini engellemeye dönük bir baskı davranışına dönmektedir. Baskı,
  • Öfke patlamaları,
  • Suçlama, suçluluk hissettirme,
  • Tehdit,
  • Fiziksel şiddet,
  • Duygusal şiddet,
  • Takip (Casus tutma, fiziksel izleme)
  • Sosyal medyanın, telefonun takibi,
  • Cana daha ağır zarar verme,
Şeklinde kendini gösterebilmektedir. Yukarıda bahsedilenlerin çoğu masum gözükebilse de hukuken ceza ve yaptırım gerektiren durumlara dönüşme riski taşımaktadır. Özellikle, aldatma ve ilişki devam ederken güveni bozacak şekilde sadakatsizlik durumlarında geçici bir dönem (güven yeniden yeterince sağlanana kadar) bu yukarıdaki durumlar anlaşılabilirken, devam ettiği ve aşırı kıskançlık azalmadığında ilişkiyi üç vakte kadar mutsuz bir son beklemektedir.

Aşırı Kıskançlık Nasıl Yenilir?

Aşırı kıskançlık ilişkide kendini ilişkinin ikliminde, gündeminde, güvensiz bağlanma şekillerinde ve bireyin yaşadığı kaygı, korku ve özgüvensizlikle kendini göstermektedir. İlişkide, öfke artar, partnere şüphe ile bakılır ve her hareketin altında güvensizlik yaşanır. Böyle bir durum, ağır stres yaratacağı için hem kişiler hem de çift ilişkisi ortamı açısından yorucu, hasta edebilecek bir durumdur. İlişkinin kendisine “hastalıklı” veya “hasta ilişki” denilebilir. Aşırı kıskançlık mutlaka yenilmeye veya aşılmaya çalışılması gereken bir durumdur. Yaklaşık 23 yıla yakın bir süredir psikolog olarak klinik alandaki deneyim ve uzmanlığıma dayanarak, çiftlerin kıskançlığı aşabilmeleri için ilk olarak mutlaka birlikte uğraşması gerektiğini söyleyebilirim.  Etkili olduğunu gözlemlediğim maddeler şu şekilde sıralanabilir:
  • Birlikte sorunları konuşmadan rahatlatıcı sohbetler (havadan, sudan, goygoy 😊) edebilmek,
  • Devamlı eski konuları ısıtıp ısıtıp her konuşmada malzeme yapmamaya gayret etmek,
  • Duygusal kıymeti ve anısı olacak karşılıklı (abartılı olmayan) jestler yapmak,
  • Eleştiriyi yapıcı şekilde suçlamadan yapmak ve eleştirilen konuda birlikte ilerlemeye çalışmak,
  • Güveni tesis etmek için kaygılandıran, şüphe doğuracak davranışları yapmamaya gayret etmek,
  • İletişim engelleri kullanmadan sorunları konuşarak çözmeye çalışmak,
  • Karamsarlığı bir süre kenara park etmek,
  • Sadakatsizlik olmadan, sorunları hasıraltı etmeden aşmaya çalışmak,
  • Yakınlık, dokunma, olumlu duygusal paylaşımı arttıracak samimiyeti arttırmak,
  • Zekâ, üstünlük, güç yarışı vb. ilişkide tehlikeli oyunlara girmemek,
çiftlerin öncelikle edinmesi gereken yaklaşımlardır.  Bunlar çiftlerin kıskançlık dışındaki ilişki sorunlarının da çözülmesine katkı sağlayarak ilişki çiçeğinin sulanması, toprağının havalanması ve güneş almasına yardımcı olup yapraklar ve çiçeklerin dirilmesine yardımcı olur. Güveni besleyen, olabildiğince yakın bir iletişim, yeterince dürüst ve açık iletişim kıskançlık duygusunu tam olarak yok etmese bile azalmasına büyük katkı sağlayabilecektir. Çiftler, ilk olarak önermiş olduğum birlikte kıskançlığı aşmak için uğraşmasına rağmen bu konu çözülmemişse aile, çift, ilişki konularında çiftlerle çalışma deneyimi olan bir psikoterapistten çift terapisi, evlilik terapisi, ilişki terapisi desteği almak için araştırma ve destek arayışına girmelidirler. Zaman zaman, ilişkisi bitmiş olan veya yeni bir ilişkiye başlayacak bireyler de ilişki halindeyken kıskançlığından ve de yeni başlayacak ilişkisinde bu konuyu güvenle atlatabilmek için bireysel terapi desteği alarak özgüven, rekabet, kıskançlık konularını aşabilmek ve dolayısıyla güvenli bağlanabilmek için bireysel psikoterapi desteği alabilmektedirler. Bireysel terapi, kıskançlığı hiçbir zaman ortadan kaldırmamaktadır ancak kıskançlığın aşırı bir düzeye gelmesini engelleyecek şekilde kişinin bu duyguyu daha güvenle, ilişkiyi yıkmayacak şekilde yönetebilmesi ve kişisel, ruhsal gelişim, sevme ve olgunlaşma ile ilişkide karşılıklı kaliteli paylaşımı arttırma şeklinde yaşanmasına yardımcı olmaktadır.

Kıskançlık İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Kıskançlık, insan olarak büyümemizi sağlayan doğal bir duygudur. Yeterliliklerimizi arttırmak, kendimize, diğer insanlara, hayata değer vermemizi sağlamak, sevgi alışverişini sağlamak, sevdiklerimizi, önem verdiğimiz ilişkileri koruyabilmek ve de sevebilmek için olumsuz gibi görünse de özenme, imrenme gibi hallerde yaşandığında bizleri büyüten ve olgunlaştıran geliştirici rekabete girmemizi sağlayan bir itici güç duygusudur. Ancak, yetersizlik, değersizlik ve sevilmediğimizi düşünüp bu bataklıktan çıkamadığımızda ise özgüvenimizi azaltan ve de ilişkide öfke ve hastalık derecesinde bizi çift ilişkilerinde kontrolcü yapan bir duygu, düşünce biçimi ve tutumdur.

Kıskançlık insanın kıskandığı kişi veya durumla ilgili özgüvensizlik yaşamasına sebep olan bir durumdur. İmrenme, özenme şekline dönüştürülebilmesi için kıskançlık yaşanmasına sebep olan ilişkinin “güven” veren bir ilişki olması ve kişinin kendi içinde kendisiyle barışıp kendisini kusurlarıyla sevebilmesini öğrenmesi gerekir.

Seven insan kıskanır görüşü günlük yaşamda sıkça benimsenen bir yaklaşımdır. Yaşanan gizli özgüven azalmasını hoş görebilmek için bir bahane olabilmektedir. Bir taraftan da sevgi tanımınız sevdiğiniz kişiyi kendinizde ne pahasına olursa olsun tutmak ise bu sevgi tanımına kıskançlık tam uymaktadır. Sevgi eğer iyiliğini istemekse, kişi senden uzak olsa da onun, özgür olmasına izin vermek, özünü sevmek, güvenmek, ruhundan derin bir bağ kurmaksa, bu sevgi tanımında kıskançlık ilişkinin bozulmasına sebep olan bir hal yaratır. Sevgiye siz nasıl bakıyorsunuz? Bu sorunuzun yanıtı, yukarıdaki sorunuzun yanıtı olacaktır. 😉

Bir erkeğin, kıskanç olduğunu alınganlığının, kontrolcülüğünün, sessizliğinden, kaygılı bağlanmasından, önceki ilişkilerinin hikayesinden anlama imkânı bulabilirsiniz.



Eşinizle olan ilişki sorunlarınızı mümkünse düzenleme kararı vermek, özgüveniniz ve kendinize olan saygınızı, sevginizi arttırmaya yönelik bir hayat düzenlemesi yapmak size fayda sağlayabilir. Fiziksel ve ruhsal sağlığını için spor ve hobiler güzel bir başlangıç olabilir. Eşinizle güzel anılarınız uzun süre olmamışsa, olumsuzlukları kenara geçici olarak park edip küçük küçük neler yapabiliriz ilişkimizi iyileştirmek için diye düşünmeye başlayabilirsiniz. Eşiniz de sizden güzel hoşluklar ve jestler bekleyebilir. Ancak mucizevi şeyler beklemeden küçük adımlarla işe koyulun. Hayal kırıklığı yaşarsanız, hemen pes etmeyin! Psikoterapi diğer önerdiğim konular işe yaramazsa düşünebilirsiniz. Psikoterapi de en iyisi olduğunu varsaydığınız kişiler değil, sizin maddi koşullar ve fiziksel şehir içi ulaşım açısından kolayca ulaşabildiğiniz mesafe, yöntem (Online/ Yüz yüze/Bireysel/Çift terapisi) ve koşullarda olanından olabilir.



Kıskançlık hayatta hepimize lazım olan doğal bir duygudur. 😉 Neden bırakmaya ihtiyaç duyuyorsunuz ki? O size lazım, dönüştürebilirsiniz. 😊 Biraz, kendi kusurlarınızla barışıp, yeterliliklerinizi arttırmak için girişimlere bağladığınızda, değer verdiğiniz ve değer göreceğiniz ilişkilere dahil olarak dönüştürme girişiminde bulunabilirsiniz.  İlişkiniz kıskançlığın olumsuz yönünden yorulmuş olabilir. Belki de ilişkide, kaygılanıp korktuğunuz konularda daha açık bir iletişime geçip kıskançlık ile ilgili sorunları aşmak için eşiniz ve sevdiğiniz kişi ile karşılıklı güveni birlikte geliştirebilirsiniz. “Kıskançlık nasıl bırakılır?” sorusu yerine “Kıskançlığın bataklık alanlarından çıkıp, kıskançlığı ilişkimde daha faydalı hale nasıl dönüştürücü güç olarak kullanabilirim?” sorusu sorulabilir. 😉

Yorum Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.