Yeme Bozukluğu

Yeme bozukluğu nedir? 

Bu blogda yeme bozukluğunu ele almamızın asıl sebebi, mide organımız aynı zamanda duygu organımız da olduğu için duygularımız ve duygusal sorunlarımızı da anlamamız için bize kılavuz oldukları içindir.  Klinik Psikolog olarak yirmi yılın üzerinde çalışmama ek olarak İstanbul on yıla yakın bir süredir İstanbul Ataşehir’de devam eden klinik deneyimimde ergen, yetişkin, aile ve çift terapilerinde önemli psikolojik sorunların yeme bozuklukları ve bedenle psikosomatik bozukluklarla kendini gösterebildiğini gözlemledim. Yeme veya yememe sorunları, kişilerin diğer psikolojik problemleri çalışılabildiği zaman zamanla aşılabileceğine de tanık oldum. Yeme bozukluğu yaşayan danışanların, hayat kalitesinin artması önemli bir konudur. Bu nedenle sizlere bu konunu detaylarını aktarmak istiyorum. Zaman kaybetmeden bu önemli konunun ne olduğuna bir bakalım o zaman. 😊

Yeme Bozukluğu, psikolojik ve fizyolojik açıdan sağlıklı yemek yeme davranış ve alışkanlıklarının yönetimi ile kilo alma, verme ve koruma dengesinin sağlanamamasıdır. Yeme bozukluğu, günlük hayatı olumsuz etkileyen, gündelik yaşam fonksiyonlarını bozan ancak diyetetik, psikolojik ve psikiyatrik destek alınarak aşılabilecek bir problemdir. Yeme bozuklukları genelde:

  • Aşırı kilo verme amaçlı zayıflama ve kendini aç bırakma (Anoreksiya),
  • Aşırı yeme ardından kendini öğürerek kusma ve besinleri çıkartma (Bulimiya),
    (Bulimia, bulumiya veya bulumi olarak da yazılıp bilinir)
  • Sık sık ve yedimi aşırı yeme (Tıkınırcasına Yeme),
  • Kontrolsüzce ve devamlı yiyerek aşırı kilo alma ve hareket kısıtlılığı (Obezite),

Şeklinde görülse de farklı tipleri aşağıdaki başlığımızda detaylı ele alınacaktır.

Yeme bozukluklarında, kişi vücut imajını olduğundan farklı olumsuz algılamakta, beğenmemektedir. Kendi yeme davranışını veya bedenini kontrol edemediği için hem psikolojik hem de sosyal yaşama katılımla ilgili zorunlar yaşar. Yeme bozukluğu olan bir kişi çoğunlukla kendi bedenini, benliğini beğenmez kendine karşı öfkeli ve cezalandırıcı bir tutum içinde bulunmaktadır.

Yeme bozukluğu çeşitleri nelerdir?

Yeme bozukluğu çeşitlerinin tümünde fizyolojik ve psikolojik etkenlerin birleşimi etkilidir.  Yeme davranışları genelde sağlıksız, bedene zarar verebilecek şekilde kendini gösterir.  Yeme bozuklukları çeşitleri aşağıdaki gibidir:

  • Anoreksiya Nervoza: Bu tür bir yeme bozukluğuna sahip olanlar, yaşamlarında dışarıdan görünenin aksine kendilerini çarpıtılmış bir algı ile aşırı kilolu olarak görürler. Aslında çok zayıftırlar. Kilo alımı konusunda aşırı kaygılıdırlar. Kilo almak ve vücutlarının şeklinin sağlıklı vücut-kitle endeksine sahip olması kişilerde bazı bilinçli ve bilinçdışı korku, kaygılara neden olduğu için takıntılı bir şekilde düşüncelerle boğuşurlar. Anoreksiya olan bir kişi, diyet (kilo alımı), psikoterapi ve tıbbi tedavi konusunda oldukça direnç gösterme eğilimindedirler. Bunun sebebi, kilo alımıyla birlikte içlerindeki bastırılmış psikolojik problemli konuların ortaya çıkabileceğine yönelik yoğun korku ve kaygılara sahip olmalarıdır. Uzmana güvendiklerinde, psikoterapi desteği sayesinde mutlaka bir beslenme-diyet uzmanı ve tıp doktoru desteği de alarak anoreksiya sorunlarını atlatmaları mümkün olabilmektedir.
  • Bulimiya Nervoza: Bulimia, bulumiya veya bulumi olarak da yazılarak halk arasında bilinen bu yeme bozukluğu türünü yaşayanlar, yediklerinde fazla miktarda yemek yedikten sonra kendilerini kusturarak kilo almamaya çalışırlar. Mide asiti, yemek borusundan soluk borusuna kadar ulaşabildiği için bu bölgelerde, ağız ve diş sağlığı açısından da fiziksel sağlık sorunları yaşayabilmektedirler. Bulimiya nervoza yeme bozukluğunda, insanlar kilo vermeye veya almamaya çalıştıkları için yoğun bir endişe yaşarlar ve günlük yemeklerini azaltmaya çalışırlar. Sosyal açıdan bedenlerinin görünümü ile ilgili, arkadaş ortamlarında, bulundukları yakın sosyal çevrelerde veya görünümü ile kendilerine uzak olan kişilerle de kıyaslamalar yapabilmektedirler. Bir diğer durum ise, eskiden yaşanmış olan travmatik anıları veya hayatları ile ilgili kaygıları düşünmemek için bedensel açıdan kendilerini başka insanlarla kıyaslayıp kusma davranışı ile bu sıkıntılarını baskılamaya çalışmaktadırlar. Maalesef, bulumia yaşayan kişiler çok ciddi sağlık sorunları yaşamaktadırlar. Yakın çevrelerinden genelde iyi gizleyebildikleri bu durum, önce psikolojik destek alınarak, sonra da ilaç desteği ve iyi bir beslenme eğitimi ile aşılabilmektedir.

  • Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu: Bu tür bir yeme bozukluğunu yaşayan kişiler, belli bir zaman aralığında hiç yemez veya yememeye çalışır, ancak kişinin aklı devamlı ne yiyeceği konusundadır. Ancak, rahatça yemek yiyebileceği belli bir zaman aralığında kıtlıktan çıkmış gibi yoğun ve aşırı yemek yerler. Yoğunlukla, sevgiyi yiyecekten alır gibi strese karşı böyle bir mücadele vermektedir. Zaman zaman yiyecekler tıkınılabileceği gibi aşırı bir miktarda gazlı içecek ve alkol benzeri içeceklerde tıkınırcasına tüketilebilmektedir. Tıkınırcasına yeme bozukluğu, obezite veya fiziksel diğer önemli sağlık sorunlarına yol açmaktadır.

  • Pika: Pika türü yemek bozukluğu yaşayan kişiler, vücutlarına ciddi zarar verebilecek şekilde yenilmesi hiç de normal olmayan şeyleri (kağıt, toprak, tüy vb.) yiyebilmektedirler.

  • Geri Çıkarma (Ruminasyon) Bozukluğu: Bu yeme bozukluğunda kişiler, yedikleri yiyecekleri çıkartıp tekrar tekrar çiğneyerek, çiğnerken aşırı düşünerek yiyecekleri yeniden yutmaya çalışırlar.

  • Kaçıngan Kısıtlayıcı Gıda Alım Bozukluğu: Yeme bozukluğu olarak bazı gıdaların tüketimi olamadığı için vücut sağlık konusunda karşılanması gereken bazı değerleri yeterince karşılayamaz. Çoğunlukla çocuklarda ve ergenlerde görülmekle birlikte yetişkinlerde de bu duruma rastlanmaktadır. Bu çoğunlukla, yiyecek ve içeceklerin kokusu, rengi, kıvamı veya dokusu nedeniyle kişilerin boğuluyormuş veya kusacakmış gibi bir hisse kapılmaları şeklinde yaşanır. Bu yiyecek ve içeceklere önyargı geliştiren kişiler genelde yakınları tarafından bu besinleri tüketmeleri konusunda ısrar görür veya zorla yedirilmeye çalışılırlar. Bu da kişilerin korkularını fazlasıyla arttırarak bu besinleri hiç tüketilemez hale getirir.  Kaçıngan Kısıtlayıcı Yeme Bozukluğu neticesinde, yemek yemek unutulabilir, iştahsızlık olabilir, yemek yerken dikkat dağınıklığı yaşanabilir ve seçici gıda alışverişi yapmak için çok fazla zaman harcanabilir.

  • Obezite: Normal sağlıklı vücut-kitle endeksi oranının olması gereken orandan daha fazla olmasıdır. Obezite, yanlış beslenme davranışları ve fiziksel aktivitelerin azlığı nedeniyle oluşmakta ve ciddi sağlık sorunlarına yol açmaktadır. Obezite yaşayan kişilerde duygusal olarak yiyecek veya içecek tüketimiyle birlikte iyi ve mutlu hissetmek amaçlanır. Bebekken anne kucağındaki zamanlarda hayatımızda yiyerek nasıl mutlu huzurlu oluyorsak, o zamanlardakine benzer bir şekilde ağız ve mide doldurarak iyi, rahat ve huzurlu hissedilmeye çalışılır. Obezite yaşayan kişiler, hayatlarındaki içsel ve dışsal stres düzeyleri çok fazla olduğu için yiyecekleri bir stres yönetimi ve korunma hissi nedeniyle kullanmaktadırlar. Yiyecekler veya beslenme şekilleri sağlıksız bulunup eleştirildiklerinde bundan hoşlanmaz ve kızıp kötü hissedip daha da yemeğe kendilerini verebilirler. Sosyal açıdan görünümleri ile ilgili kaygıları da olduğu için sosyal açıdan kendilerini toplumdan soyutlayabilir veya yeme hizmetini sağlayacak, kendilerini kötü hissettiremeyecekleri kişilerle birlikte sosyal iletişim halinde bulunabilirler. Diyetisyen ve psikoterapistler, bu yeme bozukluğu konularıyla çalıştıklarında mutlaka psikiyatrist desteği ve obezite konusunda uzmanlığı olan tıp doktorla ile işbirliğinde çalışırlar.

  • Gece uyanarak yemek yemek veya akşam yemeği sonrası uyumadan önce aşırı yemek tüketimi de farklı tanımlanmış bir yeme bozukluğu türü olarak düşünülebilir.

Yeme Bozukluğu Risk Faktörleri Nelerdir?

Risk faktörleri açısından yeme bozukluğu incelendiğinde, yeme bozukluğunun bir insanda gelişimine katkıda bulunan faktörler şunlardır:

  • Aile Geçmişimiz: Ebeveynlerimiz ve/veya ailemizdeki diğer bireylerin yeme bozukluğu hikayesi bulunuyorsa, yeme bozukluğu riskimiz artar. Yeme konusunda sağlıklı gıda alımımız davranış veya tutumlarımıza yansır.

  • Cinsel Kimliklerimiz ve Toplumsal Cinsel Kimliklerimiz: Cinsel kimlik olarak benimsediğimiz cinsel kimliklerimiz, o cinsel kimliğin olması arzulanan şekli veya ait olduğumuz cinsel kimliğimize ait toplumun cinsiyet kimliğine hoşgörü veya baskıyla bakışı sorunlar duygusal zorlanmaya ve yeme davranışının bozulmasına yol açmaktadır. Cinsiyet kimliğimiz ile yaşanan karmaşa ve bu karmaşayı bir yere oturtamamak yeme davranışları ve beden algımızı etkiler.

  • ​​​​​​​Cinsiyetimiz: Genç kızlarda ve kadınlarda daha yaygın olarak görülmekle birlikte erkeklerde de görülmektedir.

  • ​​​​​​​Diyet ile Kilo Kaybına Aşırı Odaklanmamız: Sık sık kendini yetersiz beslenmeye maruz bırakarak diyet yapma ve kilo kaybına odaklanarak yaşamak yeme bozukluğu açısından riski artırabilir.

  • ​​​​​​​Genetik Yatkınlıklarımız: Yeme bozukluklarının nedenleri %100 net olmasa da bazı yeme bozukluklarının sebebi genetik yatkınlık olabilmektedir.

  • ​​​​​​​İçinde Bulunduğu Toplumun Bakışı ve Kültürel Baskı: Bedenin nasıl olması gerektiği açısından kilo üzerinde yoğun baskı olan toplumlarda, yeme bozukluklarına daha sık rastlanmaktadır. Bedenin görünümüne dair toplumsal beklentiler yani kültürel normlar doğrultusunda vücut ağırlıklarımız ve görünüşümüze dair saplantılar geliştirebiliriz. Bu saplantılar, yeme bozuklukları olarak kendini gösterir.

  • ​​​​​​​İşyerimiz veya Okulumuzdaki Sosyal Yaşam: Öğrenciler veya çalışanların, kiloları ve beden görünümlerine yönelik sosyal baskı altında olduğu iş ve okul ortamlarında, yeme bozuklukları geliştirme riski artar.

  • ​​​​​​​Özgüvensizlik ve Kendine Saygı Duymamak: Kendine güvenmemek, kendini sevmemek, kendine saygı duymamak gibi sorunları olan kişilerde yeme bozuklukları geliştirme riski fazladır. Örneğin, benlik saygısı düşük olan kişiler kendini aşırı kontrol etmeye çalışarak yeme bozukluğu geliştirebilmektedirler.

  • ​​​​​​​Stres, Kaygı ve Depresyon: Özellikle kaygı, anksiyete, depresyon gibi ruh sağlığı açısından sorun yaşayan kişilerin yeme bozuklukları riski yoğun depresyon ve kaygı yaşamayanlara göre daha yüksektir. Hayatımızda gelişen bazı stresli olaylar, adaptasyon gerektiren ani değişiklikler (iş değişiklikleri, boşanma, hastalık, yakın birinin kaybı vb.) sağlıklı yemek yeme davranışlarımızı bozabilmektedir.

  • ​​​​​​​Yaş: Yeme bozuklukları genellikle çocukluk, ergenlik döneminde ortaya çıkar ve gelişir. Ayrıca, hayatta sorumlulukların ve stresin arttığı erken yetişkinlik döneminde veya hayatta büyük travmalar (ani olumsuz değişiklikler) sonrasında da ortaya çıkabilir. 

Yeme Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Yeme bozukluğunun nedenlerine bakmadan önce şunu vurgulamak iyi olacak: yeme bozukluğu hem fizyolojik hem de farklı açılardan psikolojik sağlık açısından ciddi problemlere neden olmaktadır. Bunun sonucunda, aşırı kilo almak veya aşırı kilo kaybetmek, yeme düzeninde bozulması ve de bedenin görünümünden kaygı duymak veya aşırı derecede önem göstermek şeklinde davranışlar ortaya çıkar.  Yeme bozuklukları, çoğunlukla genetik, biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin birleşmesiyle hayat bulur.

Aşağıda yeme bozukluğu nedenleri olarak sıralanabilecek bazı örnekler verilmiştir:

  • Genetik Nedenler: Bazı yeme bozukluğu türlerinin taşıdığı genetik yatkınlık, tek başına sebep olmasa da diğer nedenlerle birlikte aktif olabilir.

  • Biyolojik Nedenler: Beyin bölgelerinde olan biyolojik değişiklikler, yeme bozukluğu geliştirmeye neden olabilir. Örneğin, bazı araştırmalar sonucunda, anoreksiya olan bazı kişilerin beyin bölgelerinde regülasyon sorunları bulunduğu ortaya konmuştur.

  • Psikolojik ve Kişiliğe Dair Nedenler: Yeme bozuklukları, genellikle kişinin düşünceleri, inançları, hayata dair tutum ve davranışlarının hayatın normal akışının dışında bir şekilde bozulması durumudur. Bu da psikolojik ve kişilik ile ilgili nedenlere de dayanır. Örneğin, mükemmeliyetçi kişilik yapısında olan bir kişi kaygı nedeniyle bedeninin görünümü ile ilgili kusur bulacağı için bulumnia veya anoreksiya geliştirebilmekte ve yeme içme davranışlarının anlaşılamaması için sosyal anksiyete ile maskeli bir yaşam sürebilmektedir. Bir başka örnek de günlük hayatında yemeğine çok dikkat ediyor görünen birinin kimse görmeden tıkınırcasına “vahşi hayvanlar” ☹ misali farklı yemekleri yiyerek kendini sonrasında iradesiz olarak hayatın bazı normal zevklerinden alıkoyarak strese sokarak sadistçe cezalandırıp yemeklerden aslında sevgi almaya çalışma döngüsü de yaşanan kişiliğe dair bir durumdur.  23 yıllık klinik deneyimim doğrultusunda, kişiler güvenebildikleri uzman birinden aldıkları psikolojik destek sayesinde asıl psikolojik sıkıntı ve kişiliklerinin dehlizlerini açabildiklerinde daha güvenli kendini koruma yöntemleri bularak sorunlarını aşabilmektedirler.

  • Sosyal Nedenler: Bir insanın çevresinde bulunan kişiler ve sosyal ortamın bakış açısı, yeme bozukluklarının oluşma riskini artırabilir. Örneğin, bazı mesleklerde (diyetisyen, hostes, manken, sahne sanatçıları, influencerlar vb.) zayıf ve sağlıklı görünüyor olmak toplum tarafından önemsendiğinde kişiler belirli bir dönem bu normu sağlayabilmek için yeme bozukluğu geliştirebilmektedirler. Hemcinsleri arasında, beğenilmek, geri kalmamak, eleştirilmemek veya diğer cinsler tarafından beğenilip tercih edilmek için belirli yaş ve yaşam dönemlerinde (ergenlik, sevgili edinme, evlilik öncesi hazırlıkları, düğün fotoğrafı günü, yaz tatilleri öncesi, doğum sonrası dönem, orta yaş ergenliği denilen erkek ve kadınlarda orta yaş krizi dönemlerinde) bedenle ilgili kaygılar olduğunda sosyal nedenleri görebilmek mümkün olmaktadır.

Yeme Bozukluğu Tedavisi 

Yeme bozukluğu tedavisi metafor olarak, bir restorana gidip burada karnımızı doyurmak için menüden yemek seçmeye benzemektedir. 😉 Bazen karnımız bir yemekle doyabilir, bazen de ne sipariş etsek o karnı bir türlü doyuramayız. Sipariş ettiğimiz yemekleri ziyan edip kalkabileceğimiz gibi midemizi bozarak o sofradan kalkmak da mümkündür. Bir psikoterapist olarak 46 yıllık hayatım ve 23 yıllık mesleki tecrübelerime göre çözümü zor gibi gözükse de doğru bir tedavi yöntemi ve yaklaşım ile bir veya birden fazla tedavi yöntemi (liyezon, farklı uzmanların iş birliği halinde bileşik tedavi) uygulanarak yeme bozukluğu aşılarak kişinin daha kaliteli bir hayat yaşamasına katkıda bulunabilinmektedir. Bu tedavi yöntemleri, psikoterapistler eşliğinde psikoeğitim başta olmak üzere farklı psikoterapi yaklaşımları, tıp doktorları (endokrinolog, gastroenterolog, psikiyatristler vb.) eşliğinde farmakolojik tedaviler, diyetisyenler eşliğinde beslenme danışmanlığı ve uzman fizyoterapistler ve/veya spor hocaları ile sağlığı bozmayacak hareket alışkanlıkları geliştirmek.  Bir de sosyal açıdan kişiyi rahatlatacak sosyal etkinlikler ve bireysel hobiler geliştirmek de stresi azaltacağı için yeme bozukluklarının tedavisinde faydalı olabilmektedir. Restoran menüsünden hangi yemek sağlıkla bize şifa olacaksa o tedavi veya tedaviler bize yarayacaktır. 😊

Yeme Bozukluğu İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular

Yeme bozukluğu, doğrudan net bir sebep olmasa da sosyal, fizyolojik, psikolojik ve genetik etkenlerden biri veya birden fazla etkenin birlikte etkileşimi ile olabilmektedir. Tedavi edilmediği sürece kişiler açısından fiziksel, psikolojik sağlıkları açısından ve de bağları oldukları kişiler açısından olumsuz sonuçlara sebep olmaktadır. İş yaşamı, eğitim yaşamı ve sosyal yaşam ve fiziksel sağlık açısından kalitesiz bir yaşama yol açmaktadır. Nedeni bulma işini uzmanla birlikte keşfedip, “Yeme bozukluğum varmış, hayat kalitem açısından ne yaparak çözebilirim?” sorusu akla gelmesi gereken ilk soru olmalı. Bundan sonra ilk iş ise, uygun yukarıda bahsi geçen uzmanlardan birine başvurmaya karar vermektir. Bilmekle, yemekle, yememekle oyalanmadan kolları sıvayıp aşacağım diyerek eyleme geçin! 😊

Bireysel bir yeme bozukluğu terapisinin kaç seans süreceği konusu pek çok açıdan değişiklik göstermektedir. Yeme bozukluğu için psikoterapiye danışanın getirmiş olduğu konular, uygulanan psikoterapi yaklaşımı ve danışanın çalışılan konulardaki gayreti ve istikrarına göre değişkenlik göstermektedir.

Yeme bozukluğu terapisi bir süre haftada bir veya özel durumlarda birkaç gün, ilk 3-4 hafta haftada bir şekilde yapılabilmektedir. Yeme bozukluğu tedavisi için psikoterapi çalışmasında genellikle tıp alanından uzmanlar, beslenme diyetetik uzmanlığına sahip diyetisyen ve gerektiğinde spor uzmanları ve fizyoterapistlerle de çalışma gerektiğinden esneyebilen uzun vadeli takipli bir çalışma gerekmektedir. Bu çalışmalar sonrasında hakkıyla (!) çalışıldığında, yani kişi vazgeçmeyip, kararlı olduğunda, uzmanlar detayları kaçırmadan iyi takip edip, diğer alan uzmanlarıyla iyi iş birliği halinde çalışabildiklerinde ve danışanın somut hayat kalitesindeki artışlar gözle görünür olup motivasyonu arttığında bu süre daha da kısalabilmektedir.

Yeme bozukluğu terapisi için fiyatlandırma değişim göstermektedir. Yeme bozukluğuna yönelik psikoterapinin gerçekleştiği şehrin fiyat ortalamaları, merkezin fiyat uygulamaları, seans süresi, uygulama şekli ve yeme bozukluğu ile çalışan psikoterapiste olan talep yoğunluğuna göre değişmektedir. Terapistler 45-50 dakikalık seans süresi ile çalışmaktadır.  Dikkat edilmesini tavsiye edeceğim bir konu, terapistin kalitesi, ücretinin yüksekliği olmamaktadır. Çok yüksek ücret uygulayan alan uzmanları bazen ilgisiz kalabilmekte, çok düşük ücret talep eden uzmanlar ise daha da faydalı olabilmektedir. Yeme bozukluğu ile çalışan bir psikoterapisti şöyle anlayabilirsiniz: ilk seansta size uzman olduğuna dair size verdiği güven hissi, ilgiyle sizi dinlemesi ve hayattan bıkmamış bir halde sizi doğru anlayabilmesine bağlıdır. Yeme bozukluğu ile alakalı, çalışıp çalışmamış olduğunu varsa internet üzerinden referans, yorum ve deneyimine bakarak karar verebilirsiniz. Yeme bozukluğu terapisi fiyatları konusunda net rakamlar maalesef ekonomik koşullardaki dönemsel değişkenlikler ☹ nedeniyle telaffuz edilemese de merkezler aranarak bir fiyat incelemesi yapabilirsiniz.

Blog Yazılarım

Psikoloji alanındaki yazılarım ve eğitimlerimden haberdar olmak isterseniz
e-posta grubuma katılabilirsiniz.

Adres: Atatürk Mahallesi Ataşehir Bulvarı Gardenya 7-1 Blok (McDonald’s üzeri) Kat:5 D:32
Ataşehir/İstanbul

E-Mail: psikologdenizdogruoz@gmail.com

Telefon: 0537 443 00 09  – 0533 746 77 14